Laf almanca yerlerin (Platz, Markt, vesaire...) adi ile acilmisken bizim burdaki (Berlin) yerlerin büyüklerimiz tarafindan türkcesine cevrilisini yazayim:
Görlitzer Bahnhof ---> Gülizar banhof
Gesundbrunnen ----> Kesikburun
Hansaplatz ----> Hansoplatz
Ve buna benzer diger yerlerin genelde hep türkcesini söylerlerdi. Belki aramizda berlinden olan diger arkadaslar buna benzer yerlerin türkcesini daha ekler.
Bazende almanca kelimeleri türkce sözlerle söylerlerdi, örnegin Krankenscheine "Krankensahin" derlerdi. Veya bir tanidik Schmetterling diyemezdi "simertter Ali" derdi.
Elimde bulunan annemin ve babamin ve diger akrabalarimin buraya geldigi günlerden cekilmis siyah-Beyaz fotograflarina bakiyorum. Bakiyorum ve hüsran doluyor icim. Ilk trene bindigi anin dahi fotosunu buldum. Genceciklerdi, belki 20 varlardi veya yoklardi. Büyük ümitlerle geldiler ve gurbette yasamaya, calismaya basladilar. binbir türlü zorluklarla mücadele ettiler. Türkiyedeki akrabalarina para yolladilar uzun uzun mektup yazip haftalarca cevabini beklediler. Fotoda gördügüm sahislarin bazilari maalesef vefat etmis, digerleride yasliligin getirdigi hastaliklarla ugrasiyorlar ve coguda hic taninmayacak hale düsmüsler. Allah vefat edenlere rahmet eylesin, sag kalanlarada sihhatli uzun ömür versin.
Her Zaman diyorum kendime, keske gelmeseydim buralara, keske yurdumda kalsaydim, hep domates-ekmek yeseydimde gene oralari terk etmeseydim. Olmadi. Kader böylemis kabullenmek gerek. buralari görmekte varmis.