Please enable / Bitte aktiviere JavaScript!
Veuillez activer / Por favor activa el Javascript![ ? ]
DMCA.com Protection Status

vavoo


NOTICE Notice: This is an old thread. It was started 2705 days ago, there may be recent replies. Consider making a new thread before posting.
Toplam 12 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 12 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Gazli icecekler

  1. #1
    Tecrübeli Üye ALSANCAK-35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    03 Ağustos 2015
    Mesajlar
    721
    Ettiği Teşekkür
    1,271
    427 mesaja 1,247 teşekkür aldı

    Gazli icecekler

    Ben cok maden sodasi (Mineralwasser) tüketiyordum simdiye kadar ama bazi zararlarinin vucudumda farkina vardim.Kemik erimesinden tutunda kalca kemikleri tutulmalarina kadar varan cesitli ortopedik agrili rahatsizliklar veriyor.Kola tipi veya sekerlilerinden bahsetmiyorum onlarin zararlari zaten herkes tarafindan biliniyor.En iyi icecek sade su.Bol bol icmenizi tavsiye ediyorum.Sade su icmek, en inatci mide agrilari,deri yaslanmasini önleme dahil vucutta cok arizalarin tek basina üstesinden geliyor.Ama siz siz olun asitli iceceklere veda edin.Saglikli yasamlar dilerim herkese.


  2. Sponsor Reklam
  3. #2
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    18 Haziran 2015
    Mesajlar
    10
    Ettiği Teşekkür
    4
    4 mesaja 4 teşekkür aldı
    merhaba arkadasim ,
    maden suyunun zararli oldugunu ve sende cesitli ortopedik rahatsizliklar olusturdugu kanisina vardin? Doktora ve ya baska bir yerlerde test ettiripte maden suyunundan kaynaklandigina dair bir bulgu bulunup sana söylendi mi? Cünkü ben hic bir yerde maden suyunun kemik eritmesi yaptigini arastirmalar sonucunda bir bulguya ulasildigini okumadim... internette bazi yerlerde yazmislar ama bunlar akademisyen degiller...
    selamlar...

  4. #3
    Tecrübeli Üye smeilet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    21 Ağustos 2015
    Nereden
    NRW
    Mesajlar
    787
    Ettiği Teşekkür
    1,462
    383 mesaja 979 teşekkür aldı
    Meyvalı ve şekerli olanlar kesin zararlı.Sade maden suyu zararsız yada en az zararlı olması lazım.

  5. #4
    Tecrübeli Üye
    Üyelik tarihi
    25 Haziran 2015
    Nereden
    Dortmund
    Mesajlar
    876
    Ettiği Teşekkür
    76
    203 mesaja 330 teşekkür aldı
    Sacma madem o kadar zararli hastahanelerde niye veriyorlar

  6. moralist üyemize teşekkür edenler:

  7. #5
    Tecrübeli Üye Osmanbey34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09 Temmuz 2016
    Mesajlar
    900
    Ettiği Teşekkür
    497
    257 mesaja 380 teşekkür aldı
    bende ilk defa duyuyorum bunun kanitlari var mi ?

  8. #6
    Saygiyla Aniyoruz 01.01.2018
    Üyelik tarihi
    22 Ocak 2016
    Mesajlar
    535
    Ettiği Teşekkür
    308
    231 mesaja 455 teşekkür aldı
    olsa olsa maden suyunun zarari mideden rahatsiz olan insanlarda zarari olabilir amma mideden rahatsiz olan kisi herseyden rahatsiz olur sadece maden suyundan degil.

  9. #7
    Kicket
    Üyelik tarihi
    24 Aralık 2015
    Mesajlar
    12
    Ettiği Teşekkür
    2
    9 mesaja 12 teşekkür aldı
    Alıntı moralist Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sacma madem o kadar zararli hastahanelerde niye veriyorlar
    hastahane hastalığın zamaninda ignede vuruyor hapta veriyor.
    şimdi hastahanede igne vurdular diye devamli kendime ignemi vurdurayim
    hastahanede hap verdiler diye devamli hapmi alayim?

  10. devre üyemize teşekkür edenler:

  11. #8
    Tecrübeli Üye ALSANCAK-35 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    03 Ağustos 2015
    Mesajlar
    721
    Ettiği Teşekkür
    1,271
    427 mesaja 1,247 teşekkür aldı
    Alıntı Osmanbey34 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    bende ilk defa duyuyorum bunun kanitlari var mi ?
    Arkadaslar yukardaki bana ait yazi tamamen beni baglar.Her zararli seyin, insanlardaki organizmalarin cesitliligi sebebiyle herkese ayni kötü veya iyi etkiyi vermesi düsünülemez.Doktor ilaclardaki dozajlari neden degisik verir cesitli insanlara? Her insan vÜcudunun ilaclara veya yiyeceklere iceceklere verdigi tepki baska baskadirda ondan.insan vardir seksen yasinda hala sigara tüttürmektedir (ben sahidim buna) ama baska bir kisi hayatinin baharinda sigaranin verdigi zarardan hayatini kaybetmistir.Bunlar gayet dogal ve olagan vakalardir. Siz hayatimizin olmazsa olmazi oksijen in cokmu masum oldugu düsünüyorsunuz?Oksijen bizi hayatimiz boyunca zehirleyen gizli katillerden biridir aslinda.Neyse konuyu uzatmiyayim.Ben sadece sizi mutlu edecek her türlü yasam seklini (helal olmak kaydiyla) benimseyin ama abartmayin demek istiyorum.Herkese saglikli ve huzurlu yasamlar diliyorum

  12. #9
    Tecrübeli Üye
    Üyelik tarihi
    25 Haziran 2015
    Nereden
    Dortmund
    Mesajlar
    876
    Ettiği Teşekkür
    76
    203 mesaja 330 teşekkür aldı
    zararli degil hatta heilwasser olarak alin cok daha faydali

  13. #10
    Moderator 44Malatya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    30 Haziran 2015
    Nereden
    Zurbahan Dağından
    Mesajlar
    1,706
    Ettiği Teşekkür
    1,887
    859 mesaja 3,535 teşekkür aldı
    Gazlı içeceklerin sağlık üzerindeki etkileri neler? Gazlı içecekleri tüketmeli miyiz? Evetse, ne kadar tüketmeliyiz? Hayırsa neden tüketmemeliyiz? Şimdi, bu soruların cevaplarını arayalım.


    Gazlı İçeceklerin Tüketilme Sebepleri ve Sağlık Üzerindeki Zararlı Etkileri

    Açık konuşalım: gazlı içecekler zararlıdır. Bunu hiç dolandırmaya, evirmeye, çevirmeye gerek yok. Medyada özellikle popüler hale getirilen içecekler bunlar olduğu için, bilim insanlarının ve halkın ilgisini de özellikle bu içecekler ve sağlık üzerindeki etkileri çekiyor. Yapılan araştırmaların hemen hemen hepsindeyse, bu içeceklerin farklı sağlık riskleri doğurduğunu görüyoruz. Peki nedir bu riskler? Bunları incelemeye başlayalım.

    İlk olarak şunu söyleyerek başlayalım: gazlı içeceklerin normal bir vücuda/metabolizmaya doğrudan hiçbir faydası bulunmamaktadır. Yani bu içecekleri içerek kendinize herhangi bir fayda sağlamayı bekleyemezsiniz. Ancak elbette bu içecekleri tüketenler, bunlardan herhangi bir fayda bekleyerek tüketmemektedirler. Genelde insanların bu içecekleri tüketme sebepleri şu şekilde sıralanabilir:

    Tadının güzel olması: Gerçekten de bu doğru kabul edilebilir. Birçok kültürden, birçok insan bu içecekleri ve her damak tadına hitap edebilecek yüzlerce versiyonunu, Dünya'nın dört bir yanında tüketmektedirler. Zaten üreticiler de herkese hitap edebilecek tatlara özellikle yönelmektedirler. Özellikle de son dönemde, vanilya, çilek, limon, böğürtlen, çikolata, vb. popüler tatlar bu içeceklere katılarak hedef kitle daha da arttırılmıştır.
    Her yerde olması: Gazlı içecekleri kelimenin tam anlamıyla, her yerde bulabilirsiniz. Bu dev içecek firmaları, Dünya'nın dört bir yanını içeceklerini satın alabileceğiniz aletler ve dükkanlarla donatmış vaziyettedir.
    Kolaylık: Bu içeceklere ulaşmak ve tüketmek çok kolaydır. Herhangi bir iş yaparken, herhangi bir zaman tüketebilirsiniz. Acele içerisindeyken bile tüketimi kolay içeceklerdir.
    Reklam: Bu içecekleri destekleyen inanılmaz büyük bir reklam kampanyası yürütülmektedir. Dünyaca ünlü isimler, milyarlarca dolar harcanarak bu ürünlerin reklamlarında yer almaktadırlar. Bu da tüketimi ciddi miktarda arttırmaktadır.
    Alışkanlıklar: Birçok insan bu içeceklere bir kere alıştıktan sonra, bir alışkanlık haline getirerek her yemekle birlikte tüketmeyi tercih etmektedir. Bu alışkanlık bir defa edinildikten sonra, kişi bunu garipsemeden sürdürecektir.
    Fiyatın uygunluğu: Diğer içeceklere göre fiyatların uygun olması, bu içecekleri tüketilebilir bir alternatif haline getirmektedir. Birçok insan sadece su içmek yerine, bu şekilde tatlı gazlı içecekleri tüketmeyi tercih etmektedir. Fiyatın ucuz olması da bunu mümkün kılmaktadır.
    Susuzluk: Her ne kadar aralarında tam ters bir ilişki olsa da, insanlar bu içeceklerin susuzluğu anlık olarak gidermesinden ötürü tüketmeyi tercih etmektedirler. Halbuki bu içecekler susuzluğu gidermekten çok arttırmaktadırlar. Ancak o anlık ferahlık etkisi, bu ürünlerin tüketimini teşvik etmektedir.
    Bağımlılık: Bu ürünler içerisinde bulunan kafein, orta düzeyde bağımlılık yapıcı bir maddedir. Düzenli bir şekilde bu içecekleri tüketen bir birey, yavaş yavaş kafein bağımlısı olacak ve sonunda bu içeceklerden vazgeçemez bir hale gelecektir.

    Şimdi, asıl sağlık risklerine bir göz atalım:

    Gazlı içeceklerin en ciddi sorunlarından biri, içerdikleri yüksek oranda şekerden ötürü oldukça yüksek kalori değerlerine sahip olmalarıdır. Bu sebeple, bu içecekler özellikle aşırı kilo ve obezite ile ilişkilendirilmektedir. Ancak bu ilişkilendirmeyi pek doğru bulmayan birçok bilim insanı da bulunmaktadır. Çünkü kiloya etkisi aslında çok da fazla değildir. Yapılan araştırmalara göre her gün 330 mililitrelik gazlı içeceklerden 1 adet tüketen bir bireyin, 1 ay boyunca tüketimi sonrasında ortalama 300-350 gram fazladan kütle kazandığı gözlenmiştir. Öte yandan PubMed'de 2006 Mart ayında yayınlanan bir makaleye göre gazlı içecek tüketenlerin obeziteye yakalanma ihtimali 1.6 kat artmaktadır. Bu, ciddi bir orandır. Ancak obezitenin ana sebebi olarak bu gazlı içecekleri görmek kesinlikle asılsız olacaktır. Zaten hiçbir araştırmacı da obezitenin ana sebeplerinden biri olarak gazlı içecekleri saymaz; öte yandan hemen hemen her araştırmacı, gazlı içecek tüketiminden vazgeçmenin aşırı kilolardan ve obeziteden kurtulmak açısından faydalı bir adım olacağında hemfikirdir.



    Bunun haricinde gazlı içeceklerin en büyük risklerinden biri arasında diyabet bulunmaktadır. Esasında gazlı içecekler diyabeti doğrudan tetiklemezler. Diyabeti tetikleyen, kilo fazlalığıdır. Dolayısıyla az önce bahsettiğimiz kilo artışı, diyabeti de beraberinde getirmektedir. 2007'nin Haziran ayında Journal of Nutrition dergisinde çıkan bir çalışmaya göre bu içeceklerin diyabetle ilişkili bir diğer sorunu, vücudun şekeri işleme fonksiyonlarında bozulmaya neden olmasıdır. İçeceklerin içerisindeki aşırı şeker oranı, vücudun şeker dengesini hızlı bir şekilde alt üst etmekte ve kalıtımsal olmayan, Tip-2 Diyabet türüne yakalanmalarına neden olan hastalığa sebep olmaktadır. Bazı araştırmacılar, 1980 senesinde Amerika'da tip-2 diyabet 6.6 milyon kişinin sorunu iken, günümüzde 20.8 milyon olmasının ana sebeplerinden birinin bu içecekler olduğunu ileri sürmektedirler.

    Boston'da bulunan Birgham ve Women's Hospital ile Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin ortak olarak yürüttükleri uzun dönem bir araştırma, bu içeceklerin riskini ortaya koymaktadır: 1991 senesinde diyabeti bulunmayan 51.000 kadın ile başlatılan araştırma, 8 yıl boyunca sürmüş ve bu süre zarfında 741 kadında diyabet oluşumu gözlenmiştir. Bu kadınların günlük yaşantıları analiz edildiğinde, günde 1 veya daha fazla gazlı içecek içen kadınların, ayda en fazla 1 defa gazlı içecek tüketen kadınlara göre, tip-2 diyabete yakalanma ihtimalleri %83 fazla olduğu gösterilmiştir.

    Gazlı içeceklerin yarattığı sorunlardan bir diğeri, kemik erimesi olarak da bilinen osteoporoz hastalığıdır. 2006'nın Ekim ayında American Journal of Clinical Nutrition dergisinde çıkan bir makaleye göre, sadece kolalı içeceklerin osteoporoz riskini arttırdığı gösterilmiştir. Aynı araştırmada, diğer karbonatlı içeceklerin bu etkiye neden olmadığı da yer almaktadır. Ancak bazı diğer araştırmacılar, bunun kültürel bir sorundan kaynaklandığını da ileri sürmektedirler. 1950'li yıllarda ortalama bir çocuk her gün 3 bardak süt ve 1 bardak şekerli içecek tüketirken, günümüzde oran tam tersine dönmüştür: 3 bardak şekerli içecek ve 1 bardak süt tüketilmektedir. Bu da, kaçınılmaz olarak kemik zayıflamasına ve erimesine neden olmaktadır. Ancak kolanın kalsiyum alımını düşürmesi, doğrudan osteoporoz ile ilişkili olabileceğini göstermektedir.

    Gazlı içeceklerin bir diğer sorunu diş aşınmasıdır. Bu içeceklerin içerisindeki sodyum karbonat ve benzeri kimyasallar diş minesini aşındırıp eritmektedir. Yapılan araştırmalar, gazlı içecekleri tüketenlerin diş minelerinin normalden 2 ila 3 kat daha hızlı eridiğini göstermektedir. Ayrıca içeceklerin asitli doğası da bu süreci hızlandırmaktadır.

    Bunun haricinde gazlı içeceklerin böbrek zararı verdiği de bilinmektedir. Yüksek asit değerlerine sahip olmaları ve radikal minerallerde dengesizlikler yaratmalarından ötürü böbrek taşı oluşumuna katkı sağlamaktadırlar. Üstelik, yukarıda da izah ettiğimiz gibi, kalsiyum alımına engel olmaktadırlar. Kalsiyum, böbrek taşı oluşumuna engel olan en önemli mineraller arasında görülmektedir. Dolayısıyla bu şekilde de böbrek taşı oluşumuna katkı sağlamaktadır. 2007'nin Temmuz ayında Epidemiology dergisinde çıkan bir araştırma kronik böbrek hastalığına sahip 465 kişi ile 467 sağlıklı insanın beslenme alışkanlıklarını incelemektedir. Bu araştırmaya göre günde 2 veya daha fazla bardak kolalı içecek tüketmek, böbrek hastalıklarına yakalanma riskini 2 kat arttırmaktadır.

    Bunlar, gazlı içeceklerin en temel zararlarıdır. Bunlar haricinde de bazı yan zararlar verdiği bilinmektedir. Bunları aşağıda izah etmekteyiz. Ayrıca bu listeye, henüz tam olarak ispatlanamamış ya da tam olarak kabul görmeyen bazı zararlarını da ekleyeceğiz:

    Yüksek Kan Basıncı: Bu içeceklerin içerisinde glukoz yerine daha çok fruktoz ve hatta sukroz kullanıldığı için (bunlar daha ucuzdur), bu kimyasalların vücuttaki artışı kan basıncımızı arttırmaktadır. Çünkü biz hayvan türlerinin hücreleri temel olarak glukozu yıkacak şekilde özelleşmiştir. Fruktozun yıkımı çok daha zor, sukrozun yıkımı ise çok çok daha zor olmaktadır. Bu da kan basıncını arttırmaktadır.
    Kalp Yanması: Aralarındaki ilişki genelgeçer olarak kabul edilmese de, sodalı içeceklerin kalp yanmasına neden olduğuna dair bazı bulgular bulunmaktadır.
    Metabolizma Sendromu: Bu, gazlı içeceklerin yarattığı diğer etkiler sonucunda doğan bir hastalıktır. Özellikle obezite, yüksek kan basıncı, yüksek kolesterol ve insülin direnci bu sendroma neden olmaktadır. Tüm bu sayılanlar, gazlı içeceklerin riski arttırdığı sorunlardır.
    Karaciğer Hasarı: Her ne kadar aralarındaki ilişki kesin olarak bilinmese de, gazlı içecek tüketiminin özellikle siroz gibi karaciğer hastalıklarının riskini arttırdığı düşünülmektedir ve bu konuda bazı bulgulara ulaşılmıştır.
    Sindirim Sistemi Sorunları: Gazlı içecekler, açık ara farkla, en yüksek asitlik oranlarına sahip içeceklerdir. Birçoğunun asitlik değeri 2.5 civarındadır (1 en yüksek asit değeri, 7 nötr, 14 en düşük asit değeridir; dolayısıyla 2.5 çok güçlü asit demektir). Örneğin suyun asitlik değeri 7.3 civarındadır. Bu asitlik değeri genelde göz ardı edilir; ancak çok ciddi bir soruna neden olmaktadır: Ağızdan başlayıp anüsümüzde biten sindirim yolumuzda yalnızca midemiz yüksek asit değerlerine dayanabilir (2'ye kadar dayanabilir). Ancak ne ağzımız, ne yutağımız, ne sindirim borumuz, ne bağırsaklarımız bu asitlik değerine dayanacak şekilde adapte olmuştur. Dolayısıyla bu yüksek asit değerinin sürekli tüketilmesi, sindirim kanalımızda şişmelere, aşınmalara, hazımsızlıklara ve gaz oluşumuna neden olabilir.
    Su Kaybı: Gazlı içeceklerin içerisindeki kafein de, şeker de su kaybına ve susuzluğa neden olmaktadır. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, içeriğindeki sudan ötürü geçici bir ferahlık sağlasa da, gazlı içecekler esasında su kaybını arttırıcı özelliktedir. Dolayısıyla susuzluğu gidermek için gazlı içecek tüketmek son derece hatalı bir yaklaşımdır. Ayrıca, susuz olduğumuz zamanlarda tükürük sentezlenmediği için ağzımız kurur. Tükürüğün içerisinde asitliği dengeleyici unsurlar bulunmaktadır. Bu yüzden ağzınız kuruyken asitli içecek tüketmek zararlı bir yaklaşımdır.
    Yüksek Kafein Değeri: Günümüzde zaten giderek artan kafein tüketimi, gazlı içeceklerle aşırı bir hale gelmektedir. Diüretik etkisi olan ve idrarı yoğunlaştıran kafeinin ekstra tüketimi, bütün sindirim ve boşaltım sistemini etkilemektedir. Aşırı kafein tüketimi hassasiyet, uykusuzluk, tansiyon, yüksek kan basıncı, sindirim rahatsızlıkları, aşırı idrar, düzensiz kalp atımı vb. sorunlar yaratır. Bu yüzden zaten yüksek oranda tükettiğimiz kafeini, gazlı içeceklerden uzak durarak düşürebiliriz.
    Toksinler ve Aspartam: Yapay bir şekerlendirici olan aspartam, esasında vücudumuz için bir zehirdir. Aspartam içerisinde 3 temel kimyasal bulunur: aspartik asit, fenilalanin ve metanol. Bunların üçünün de aşırı tüketimi, vücudumuz için zararlıdır. Üreticilerin aspartam kullanmasının nedeni ise, normal ve doğal bir şekere göre 200 kat daha şekerlendirici etkisinin olması ve maliyeti düşürmesidir. Esasında aspartam doğrudan zararlı bir madde olmasa da, aspartik asit, fenilalanin ve metanol daha sonradan vücut döngüsü içerisinde formaldehit ve formik aside dönüşebilir ki bunlar kanserojen olarak bilinmektedirler.
    İnme ve Kalp Krizi: 2011 yılında düzenlenen Uluslararası İnme Konferansı'nda Harvard Tıp Okulu'ndan Dr. Steven Greenberg, gazlı içecek tüketen insanlarda inme ve kalp krizi riskinin arttığını ileri süren bir araştırmasından bahsetti. Henüz bu araştırmanın sonuçları tam olarak bilinmiyor ve araştırmalar sürüyor. Ancak arada bir ilişki bulunduğu düşünülüyor.

    Görüldüğü gibi gazlı içecek tüketimi pek de sağlıklı bir alternatif olarak gözükmüyor. Ancak neden bunu bu kadar çok tüketen insan olmasına rağmen, her tarafımız bu hastalıklarla dolmuyor? Çünkü genellikle bu riskler gerek vücudumuz, gerekse de şansımız tarafından savuşturuluyor. Daha önemlisi, gazlı içecekler bu hastalıkların hiçbirinin doğrudan sebebi değil. Dolayısıyla başlı başına bu içecekleri tüketmek, sizi bir anda hasta yatağına düşürmeyecektir. Ancak elbette, yukarıda da izah ettiğimiz gibi her tükettiğiniz gazlı içecek, sizin bu hastalıklara yakalanma riskinizi bir adım daha arttıracaktır. Bu riski almak, sizin vereceğiniz bir karardır.


    Gazlı İçecek Tüketimi Sonrası Olanlar

    Şimdi, 330 mililitrelik bir kutu kola içtiğimizde vücudumuzda olan değişimleri anlık olarak izleyelim:

    İlk 10 Dakika: Vücudunuza 10 çaykaşığı veya 25 küp şeker girişi olur. Bu, sizin günlük ihtiyacınıza eşittir (ki yediğiniz diğer her şeyden de birçok şeker alırsınız). Bu kadar yoğun şekeri normalde yutacak olsanız beyniniz anında kusmanıza neden olacaktır. Ancak bu olmaz, neden? Çünkü kolanın içerisindeki fosforik asit, tat almaçlarınızı bloke ederek beyninize bu bilginin gitmesine engel olur. Böylece kolaylıkla kolayı tüketebilirsiniz.
    10-20 Dakika Arası: Kana karışan yüksek oranda şeker, bir anda kan şekerini tavan yaptırır. Bu, pankreası uyararak yüksek oranda insülin salgılamanıza neden olur. Bu durum, pankreasın ani ve aşırı zorlanmasına neden olur. İnsülin artışı, karaciğeri uyarır ve hızlı bir şekilde bu yüksek şeker miktarı yağ olarak depolanmaya başlar.
    20-40 Dakika Arası: Kafeinin tamamı bu süre zarfında emilir. Bu yüzden gözbebekleriniz gevşeyerek büyür, kan basıncınız artar. Bu sebeple, bunu dengelemek amacıyla karaciğeriniz depoladığı şekeri kana vermeye başlar. Bu hızlı dalgalanma, beyninizi olumsuz etkiler. Baş dönmesine engel olmak amacıyla adenozin reseptörleriniz kapatılır.
    45. Dakika: Kolanın içerisindeki kimyasalların beyninize ulaşmasıyla birlikte dopamin salgınız artar ve keyif duymaya başlarsınız. Bu mekanizma, eroin gibi uyuşturucularla aynı şekilde işler.
    60 Dakika ve Sonrası: Kolayla kanınıza karışan fosforik asit, ince bağırsaklarınıza ulaşarak kalsiyum, magnezyum ve çinko gibi önemli elementleri bağlamaya başlar. Bu sebeple emilim azalır, metabolizma yeniden dalgalanır. Şeker ve yapay şekerlendiricilerden ötürü kalsiyum idrarla atılır. Ayrıca kafeinin diüretik etkisinden ötürü artık idrar atımı yapmanız gerektir; bu süreçte fosforik asidin bağladığı tüm önemli mineraller de vücuttan atılır.



    Bunlar ve çok daha fazlası, 1 kutu kolanın vücudunuzda yarattığı değişimlerdir. Elbette her tükettiğiniz madde, metabolizmanızda dalgalanmalara neden olabilir. Ancak bu içeceklerin yarattıkları dalgalanmalar, vücudunuza herhangi bir yarar sağlamamakta; tam tersine zarar vermektedir. Bu yüzden bu içeceklerin tüketimi zararlı olmaktadır.


    Gazlı İçeceklerin Faydaları

    Peki, bu kadar "günah keçisi" haline getirilen bu içeceklerin hiç mi faydası yoktur? Aslında vardır ve koşullara bağlı olarak faydalı etkiler yaratabilirler. Ancak burada önemli bir noktayı belirtmek gerekir: düzenli tüketimleri herhangi bir fayda sağlamaz. Sadece, belli durumlarda tüketimleri fayda sağlayabilir. Şimdi, bunlara da bakalım:

    Mide Bozulması: Mide bozulması, genellikle midenin aşırı bazik (az asidik) hale gelmesi olarak bilinir. Bu durumdan ötürü sindirim düzgün gerçekleştirilemez ve midede rahatsızlık oluşur. 2002 senesinde European Journal of Gastroenterology and Hepatology dergisinde yayınlanan bir makaleye göre sindirim rahatsızlığı çeken insanlar üzerinde yapılan bir çalışmada, normal su içen insanların sindiriminde herhangi bir düzelme görülmemişken, mide rahatsızlığı sırasında karbonatlı ve asidik içecek tüketenlerin hemen hepsinde iyileşme veya belirtilerde azalma gözlenmiştir. Asitli içeceklerin asit değerlerinin mideyi düzgün hale getirdiği, karbonatın ise sindirime katkı sağladığı düşünülmektedir.
    Kabızlık: Kabızlık, bağırsak hareketlerinin haftada 3 seferden aza düşmesi anlamına gelmektedir. Bu kişilerde şişkinlik, gaz ve sancılı bağırsak hareketleri gözlenir. 21 denek üzerinde yapılan bir araştırmada, karbonatlı içeceklerin tüketimi sonrasında bağırsak hareketlerinin rahatladığı ve kabızlık belirtilerinin ortadan kalktığı gözlenmiştir.
    Sıvı Alımı: Yukarıda, gazlı içeceklerin geçici olarak susuzluğu geçirdiğini, uzun vadede ise susuzluğu arttırdığını söylemiştik. Mayo Clinic'in yaptığı araştırmaya göre, bu durum sadece günlük gazlı içecek tüketimi normalden fazla olan insanlar için geçerlidir. Kafein oranı 500 miligramı geçmediği sürece, gazlı içecekler de normal içecekler kadar sıvı alımını sağlamaktadır. Bu değerden sonra ise su kaybı, su alımından fazla olmaktadır.
    Diyet Versiyonları: Bu zararlı etkilerin ortaya çıkarılması ve sağlık hareketlerinin daha faydalı alternatifleri sunmasıyla birlikte şirketler meşhur içeceklerinin şekersiz, diyet formlarını üretmek zorunda kalmışlardır. Bu versiyonları, yukarıdaki zararlı etkilerden şekerle ilgili olanların büyük bir kısmını yok etmektedir; sadece asit ve tatlandırıcı/kanserojenlerle ilgili olan sorunlar sürmektedir. Diyet diye bu versiyonları aşırı tüketmek de kesinlikle zararlı olmaktadır; ancak diyet olmayanlara göre faydalı değil ama çok daha az zararlı olduğu söylenebilir.
    Tokluk Hissi: Öğünler arasında veya sırasında tüketilen gazlı içeceklerin çok daha erken tokluk hissine ulaştırdığı bilinmektedir. Ancak gazlı içecek karşıtları bunun bir yanılgı olduğunu, uzun vadede açlığı da daha çabuk geri getireceğini ileri sürmektedirler. Bu, diyetin temel sorunlarından biridir. Bazı diyetisyenler, normal sınırlar dahilinde gazlı içecek tüketimini desteklemektedirler (karşıtları, bu diyetisyenlerin gazlı içecek üreticilerinden para aldıklarını iddia etmektedirler; bazıları asılsız olmakla birlikte, bir kısmı ispatlanmıştır da).
    Kilo Kaybı: Bazı uzmanlar, gazlı içeceklerin metabolizmada yarattığı dalgalanmanın sporun zamanlamasıyla birleştirilerek kilo kaybında etkili bir silah haline dönüştürülebileceklerini iddia etmektedirler. Bu konuda araştırmalar sürmektedir.
    Su Tüketimi Teşviki: Günümüzün en ciddi sorunlarından biri, içme suyu tüketiminin azalmış olması, buna bağlı hastalıkların artmış olmasıdır. Karbonatlı içecekler, bireyleri su tüketimine teşvik etmektedir. Elbette bireyler, kendi bilinçleriyle su tüketmelidirler; ancak karbonatlı içeceklerin buna katkısı olduğu bilinmektedir. Ayrıca tatlarının güzel olması da, bu teşviki arttırmaktadır. Yine de, bir bireyin kendi iradesiyle, gazlı içeceklere gerek olmaksızın su içmesi kesinlikle daha yerinde olacaktır.

    Görüldüğü üzere, olası zararlarının yanında faydaları oldukça az ve sınırlıdır.

  14. 3 kişi 44Malatya üyemize teşekkür etti:

  15. #11
    Tecrübeli Üye
    Üyelik tarihi
    30 Ocak 2016
    Mesajlar
    182
    Ettiği Teşekkür
    119
    82 mesaja 147 teşekkür aldı
    Maden suyunun herhangi bir zarari oldugunu bugüne kadar okumadim, duymadim. Bildigim birsey varsa, mümkün oldukca iceceginiz sivilari mutlaka cam sisede almaniz gerektigidir. Bilindigi üzere plastik siseler (mesela PET siseler) bir süre sonra (icerisindeki sivinin basinci ve asit oraniyla alakali olarak) mikro cözülmeler gösteriyor. Bizde bu maddeleri ictigimiz sivinin icerisinde karismis olarak vücuda aliyoruz.

    Gazli icecekten kasit Coca cola, Pepsi, Fanta ve ... ise bunlarin sagligimiza faydadan cok zarari var.

    Hepiniz uzun yasayin, mutlu olun, yüzünüz hep gülsün.
    Selamlar

    05300 - Merzifon

  16. #12
    Tecrübeli Üye hOrOz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    30 Mayıs 2015
    Nereden
    Babadağ dan
    Mesajlar
    8,726
    Ettiği Teşekkür
    1,294
    4,388 mesaja 9,680 teşekkür aldı
    Mineral su o kadar sağlıklı değil .. içindeki bir çok yararlı olduğu kadar zararlı madenlerde içeriyorlar

    yüksek tansiyon ve kan dolaşımı problemi olanlar içindeki tuz miktarı (Na+CI) yüksek olanlardan kaçının ..

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
Yukari Çik