Abi, yasanın adalei olup olmadığı ayrı bir konu. Adeletli olmasada, yasa yasadır. Şeriyatın kestiği paramk acımaz misali hoş olmasada yasaları çiğnemek hakkını bize vermez. Bir yasa hoşumuza gitmiyorsa, hukuk yolu ile hakkını ararsın. Ama oda zaman ve maddi kayıp demek olduğu için yasaları bağzı çiğniyoruz. Ama bu gurbetci sorunu değil. Ülkemizdede genel bir sorun. Eğitimlede alakası yok. Bu bir sosyal bir sorun.
Kendi soruna gelince Esmerkral abi, cok basit. Malüluyetten dolayı emeklisin. Sana ilk gelek emeklin kararındaki yazı cok önemli:
Ilk üç sayfasına bak. Eğer "volle Erwerbsminderungsrente" kelimesinin arkasında hiç bir yerde "wegen verschlossenen Arbeitsmarkt" yazmıyorsa kesilmez. Yüzde 99 yazmıyordur, şayet dediğin gibi süressiz emekli ise.
Ancak, kuru fasulye ile nohutu karıştırmayalım. Yaşlılık aylıklarında hiç bir zaman Türkiye'ye dönüldüğünde aylıkda kesilme olmaz. Tam aksine, eğer Türkiye'dende emekli ise, Krankenkasseye prim artık kesilmeyeceğı aylık yüzde 11 kadar artar birde. Ama gelelim geri bizim sağdaki soldaki çok bilmişlere. Emeklilik kurumu dönme işlemi yaparken vatandaş doldurulmak üzere bir form yolluyor. Yukardaki belirtmiş olduğüm "bay çok bilmiş" sakın bildirme keserler diyor. Sonuç ne oluyor? Türkiyedeki emeklisini bildirmesiği için Krankenkasse yüzde 11%lik primi devam kesiyor. Çünkü adamın Türkiyede sosyal güvencesi yok diye düşünüyor. Türkiye'de yazı yolluyor sogorta masrafı bana aitdir. Bir atasözü vardır "yalancının mumu yatsı namazına kadar yanar" diye. Birgün Krankenkasse Türkiye'de emekli olduğunu öğrenince tüm tedavi masraflarını geri istiyor. Haksızda değil. Sen kağıda yalan beyen vermiş oluyorsun. Ben böyle kişilere diyorumki "Kimin lafına güvendiysen, git ona ağla", yani yukarda belirtmiş olduğum bay çok bilmişlere.
Lafın özü: İşime devletin yasası gelmediği için bildirmek, kendi düşen ağlamaz mantığı. Kendini devletten daha akıllı sananlar olduğu sürece daha çok mızıkları yatsıdan sonra.