Türkiyede Atom Enerjisi Hakkinda Düsündükleriniz

Arkadaslar Nasip Kismet Olursa Türkiyede 3 Atom Enerji Satrali Yapilmak isteniyor

Halkin bir kismi buna karsi geliyor , hatta karsi gelen bir cok Ülkede var

Ben sahsen bunu destekliyorum !!! Sonuna kadar destekliyorum !!!

Niye derseniz , Ihtiyacimiz var ondan !!

Ülke olarak buna cok ihtiyacamiz var , Simdi Yenilenebilir Enerji falan filan diyenler cikacak

Dünyada hic bir Ülke Yenilenebilir Enerjiden Randuman alamadi !!!

Hepsi Milyarlarca Parayi Cöpe attiklarini kabul ediyorlar ama yapicak birsey yok bir yola girdiler cikamiyorlar

Günden güne yüksek miktarda Elektrige olan ihticamiz büyüyor

simdiye kadarki Elektrik Kazanma sistemleri ile olucak is degil düsüncesindeyim

4 kisilik bir ailede nekadar Elektrikli Alet var diye saymaya kalksak say say bitmez

simdi dahi Türkiyede Elektrik Problemleri yasaniyor bu problemler gittikce dahada fazlasacak

ve bunun Tek cözümü Atom Enerjisi diye düsünüyorum

Simdi bazi akillilar Almanya Atom Enerjisinden cikiyor diyecek

Ciksa ne olur ??? Komsu Ülkelerden Atom Elektrigi aldiktan sonra ???

hem ileri yillarda ne olur oda belli degil tekrar geri dönmeyeceginin

hatta hatta vazgecmeyeceginin garantisini kim veriyor

Ülkelerin hepsi Elektrikli Arabalara Yöneliyor

sadece bunlar icin Türkiye gibi bir Ülkeye 3 atom Enerji Santrali önümüzdeki yillarda gerekli olucak

Simdi bazi arkdaslar Tehlikeden bagsedicekler , iyi hosta birisi Misal Trakyada yapilacak

simdi Yapilmasa ne olucak Tehlike kalkiyormu ??? Bulgarda Atom Santrali yokmu ??? 4 adim ileride

biris Sinopta yapilacak , yok Tehlikeymis ??? iyide karsi Tarafta Ukraynada Rusyada yokmu orasida 4 adim yer

bu konuyu ben uzatmak sitemiyorum , yaza yaza hep beraber uzatalim

Sorum : Türkiyede Atom Enerjisi Hakkinda Düsündükleriniz

Lütfen Lütfen konuya Siyaseti sokmayin ,

Siyaset ile ilgili mesajlari Modlar tarafindan aninda silinmesini talep ediyorum

şimdi bir yandan karşı çikanlarada hak veriyorum ama Enerji ihtiyacımız enorm fazla

Devlet Hidroelektrik barajı yapmak istiyor onada çevreciler karşı çıkıyor oda bir yandan doğru doğaya zarar veriliyor

herkes bir şeye karşı ama elektrikler kesildimi herkes te elektrik kesintilerinden şikayetçi

peki bu elekktrik nerden üretilecek.

Rüzgar enerjisi ? devamlı kesintisiz rüzgar gerekli .. bunlarda doğaya zarar veriyor

Güneş enerjisi ?? büyülk alanlarda çok büyük yatırımlar gerekiyor

Kömür santralları ?? Almanya gibi büyük taş kömürü havzalarımız yok ...Almanya nın 130 un üzerinde kömür santralı var

Doğal Gaz santrali ? Ülkemizde doğal gaz yok .. Yurtdışından gelen gaz ile olacak bir iş yine dışarıya bağımlı olacagız .. Rusya Gazı kapattımı onuda unut

aslında en temizi hidroelektirk santralları ama 2-3 Atom santralıda bizi bir süre rahatlatacaktır

Alıntı:

---

hOrOz Nickli Üyeden Alıntı

aslında en temizi hidroelektirk santralları ama 2-3 Atom santralıda bizi bir süre rahatlatacaktır

---

Aynen Atom Santralleri bizi baya rahatlatacak

Bulundugumuz Cografya ve Kosullar geregi ihtiyacimiz var

Sanayi her gecen gün büyüyor ...... ne gerekli ??? Elektrik !!

arkadasim bu konuyu neden actigini cok merak ettim dogrusu durup dururken? Bilmiyorum atom fizikcimisin ama birseye karsit yada destek olmak icin o konu hakkinda bilgin olmasi gerek diye dusunuyorum; yoksa kahve sohbeti gibi "ben dogru buluyorum cünkü elektrige ihtiyac var" a indirgenmeyecek kadar bilimsel arastirma gereken bir konu bu. Türkiyede bu konu bilim adamlari tarafindan zaten tartisiliyor ve hala ikiye bölünülmüs durumda. Ha birde siyaset yapmayin, yapaninkide silinsin diye tehtit savurmussun ki bu konu zaten siyasetin bir konusu, cünkü atom santralinin kurulmasina siyasiler karar verdi halka sormadan. Neyse ben kendi goruslerimi bildireyim madem acildi bu konu. Atom enerjisi kaza bela olmazsa en temiz enerji üretme sistemidir, sadece sogutma suyu yakindaki su kaynagindan alinir ve sicak su olarak tekrar verilir bu durum o bölgedeki baliklari olumsuz etkiler. En önemli tehlike bir kaza olmasi durumundadir ki riskleri

-Nükleer reaktörlerin çalışması sırasında atık olarak ortaya çıkan Plütonyum üst düzeyde zehirli ve kanser yapıcıdır. Doğada bulunma ömrü 250 yıldır.
-Açığa çıkan bir diğer radyoaktif madde olan STRONSİYUM yağış yoluyla bitkilere oradan da hayvanların sütüne geçerek insanlara bulaşır. Kan kanserine ( lösemi) yol açar. 280 yıl ömrü vardır.
-SEZYUM ve İYOD’ da besin yoluyla insan vücuduna girer ve Tiroid bezi kanserine, çocuklarda büyüme aksaklıklarına ve genetik bozukluklara neden olur.

En önemli risk ise tam yanmayan (yanma burda mecazidir) uranyum cubuklarinin yok edilememesidir. Recycling icin topraga gömülür ve en az 50 metre beton ile üstü kapatilmasi gerekli. Simdi dusunulmesi gereken konu su; birak savasi, kazayi terör suikastlarini filan türkiyede santral yapilacak yerler hep aktif deprem pay hatti üzerinde. Onuda gectik atiklar toprak altinda isinmaya (fizyon) devam ediyor ve zamanla yani betonda olusan catlaklardan disari sizabiliyor. Atom santrali bizim ülkede pimi cekilmis bir bomba gibidir benim kanaatimce. Almanyada kömür üretimi 2011 de alinan kararla durduruldu 2022 dede hicbir atom santrali kalmayacak bir kacini söküp 3ncü dünya ülkelerine sattilar bile. simdi sormak lazim almanya türkiye gibi 3 tarafi denizle cevrili degil (dalgalardan elektrik üretimi), Birkac istisna haric kaplicasi yok (yer altindan cikan kaynar suyla elektrik üretimi), günesli gün sayisi ise karsilastirilmayacak kadar az (gunes enerjisi) ve türkiyedeki kadar baraj yapabilecegi irmagi, Hes yapabilecegi dagi tepesi yok. Bunlar butür kisitli olanaklarina ragmen atomdan vazgecebildiklerine göre bunun arkasinda bir mantik vardir, yoksa kendi ayyagina kursun sikmaktan baska bir sey degildir. bu arada Türkiye'de Kişi Başı Enerji Tüketimi Almanya'nın Üçte Biri.

Bulgaristanda rusyada atom santrali patlasa 300km yi etkiler ki bulgaristandaki santral romanya sinirinda kozludoy sehrinde edirneye 486 km.
simdi var sen dusun ne kadar mantikliymis atom enerjisi türkiye icin. saygilarimla

dedebar2017 Ustam konu nasil acilir ?

Durarak mi Durmayarak mi ?

Son yaz Türkiyede izinde bu konuyu bir cok arkadas ile tatli bir sekilde tartistik

Isteyende var istemeyende , onun haricinde Almanyada'da bazi Arkadaslarim ile bu konu üzerine muhabbetlerimiz oldu

Onlarinda icinde iyi bulan var tepki verende var

Ondan yola cikarak konuyu Burda sizler ile paylasip

Sizlerin fikirlerini düsüncelerini alayam dedim

Bunda bir sakinca var mi ?

Bak ne güzel düsüncelerini yazmissin paylasmissin !!!

Tehtit derken ?? Ne tehtiti ??

Sitemizde Malesef ve Malesef hemen hemen her konuyu

ya Siyasete yada Dine Cekmek icin hazir kita bekleyen üye dolu

Ne oluyor konuya Siyasi Dini mesaj yazilirsa ??

Yasak oldugu icin siliniyor ve konu dagiliyor

Yada kapaniyor , bunlar olmasin diye Bende Rica ettim

Bu Tür mesajlar aninda silinsin konuya Zarar vermesin diye

Burda nerde tehtit nerde Art niyet var ???

Konu bence fikir alisverisi icin cok güzel bir konu

Ne yapalim yani ? Acmayalim mi buna benzer konulari ?

Acilan konularin 95% IPTV ile alakali

Birak bizlerde baska konu altinda fikir alisverisi yapalim

Saygi sevgi cercevesinde ....

Alıntı:

---

dedebar2017 Nickli Üyeden Alıntı

Bulgaristanda rusyada atom santrali patlasa 300km yi etkiler ki bulgaristandaki santral romanya sinirinda kozludoy sehrinde edirneye 486 km.
simdi var sen dusun ne kadar mantikliymis atom enerjisi türkiye icin. saygilarimla

---

O kadar yazidan sonra bu kelimeler oldumu ???

Cernobil -Trabzon arasi 1500 km

Karadeniz halki Halen Cernobil kazasinin acisini cekiyor

Yani ?? ALLAH göstermesin kaza oldumu senin dedigin gibi 300 km etkiler bos laf

Her tarafi etkiler

Tabiki cok Risikolu bir is

AMA bu Risikoyu göze almaliyiz düsüncesindeyim

Ülkemizin gelislesi icin mutlaka hayata gecirilmesi gerek olan birsey.bakin gelismis ülkelerin hepsinde yilardan beri var

Belgesel hastasıyımdır her hafta mutlaka 3..5 izlerim her konu üzerine bu konuda dahildi..

Atom santraline sonuna kadar karşıyım bizlerin bu konuda yapıcak hiçbirşeyi yok siyasiler karar verir kafalarına göre yaparlar..( Tabi hakkım helal değil)

Bu konuda halka bir oylama açılsa bence Hayırcılar yüksek çıkar (istanbul,Ankara,izmir,) (Şehir içi ) Büyük yüzdesi evet çıkar..Şehir insanı direk farklı düşünür hayatı farklı yaşantısı farklı.

Diğer kırsal bölgelerdeki insanlar kafa farklıdır Toprağı düşünür, Agacı düşünür doğa kesinlikle zarar görsün istemez gelecek neslini düşünür daha fazla..

90 lardan sonra yapılan bilimsel araştırmalarda kanser olanların sayısı feci şekilde artmış ki bunu bizde gözlemliyoruz yakınlarımızdan çogaldı çernobille alakası varmış ( Ben sadece bizim ülke için değil tüm dünya ülkelerinin yapmasınada karşıyım )

Bilimsel araştırmalarda nerede Atom santrali varsa, dünyada o atom santralinden çıkan atıklar tam olarak temizlenemiyor daha çözümünü bulamadılar bunun araştırmalarını izlemiştim..Atıkları tamamen etkisiz hale getiremiyorlar sadece zarar verme etkisini düşürebiliyorlar o düşürdükleri bile havaya suya topraga zarar veriyor sürekli yani bunu kabul ettiler...

Siyasiler bunu biliyorlar ama paranın yüzü sıcaktır Dev proje akıcak oluk oluk para için birkaç insan hayatı önemli değildir onlar için...

İnsanlar sanıyorlarki kötü bir olayda sadece patlayınca zararını görücez hayır arkadaşım öyle değil çok iyi araştırın

Hem Türkiye bir deprem ülkesi atıkların zararını geçtim birde bu var onu ne yapıcaz ülkenin her bir köşesinde fay hatları kaynıyor..Onlarıda geçtim depremlerde bizim ülke azmı kayıp verdi azmı zarar gördü birde atom santrali eklenicek işe...

Oturup bir saglıklı düşünmek gerek babannem 100 yaşını geçiyor dimdik ayakda kendi işlerini kendi yapıyor akranlarıda öyle onların zamanında kirlilik yoktu şimdi insanlar 50-60 yaşlarını gördümü yaşlıyım diyor hatta 50--60 da dünyayı terk edenler ölümler çok bunlar hep biz insanların verdikleri zararlardan meydana geliyor..

Bizden sonraki nesilleride düşünmek gerek acaba ben torunuma ne gibi dünya ülke bırakıcam Torunumun torununa nasıl ondan sonraki nesiller nasıl olacak, böyle nasıl olucak kirli hava, kirlenmiş işe yaramaz toprak, Ormanları zaten yok ettik bizim ülkede kalmadı ha kıyıda köşede var onlarında yok olmaları yakındır...

Sadece elektrik için bütün doğayı, katletmek diğer nesilleride düşünmemek bencillik olur varsın ne kadar üretebiliyorsak o kadar olsun, varsın elektrik yetmesin yeterki doğa kirlenmesin..İnsanlar her ne adım attıysa teknoloji geliştirmek yok efendim fabrikalar kurmak derken onları yaparken yaptığı yıkımları hesap edemedi düşünmeden hareket ettiler

Elektirik kısıtlıyken gaz lambasında oturan dedelerimiz büyüklerimiz daha uzun yaşıyordu, şimdi teknoloji var herşey var elektirik var ne oldu neden oldu.. İleriyi 50 - 100 sene değil 300 -500 sene sonrasınıda düşünmek gerek

Aslında herşey ortada biraz araştırmak sağlıklı düşünmek yeterli

@ TipiTip ustam,, cok güzel ve tartisilmasi faydali olacak bir konu acmissin,tebrik ederim.ok78rcp

ama atalarimiz ne demis,,bilmemek degil,ögrenmemek ayip diye,,

tartisarak insanligin ve galaksinin sagligi icin en uygun fikirde bulusabilmek önemli olan.

kesinlikle,,, @ dedebar2017,,,@ OrLoW ustalar gibi düsünüyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=X2pAfzNlvds

Bir milletin ilerlemesindeki temel taş çocuklardır! Çocuklara gereken değeri verirseniz, ilgiyi, şefkati gösterirseniz, onlar da bir gökkuşağı edasıyla geleceği renklendireceklerdir. M.K.ATATÜRK

yeni nesili zehirlememek lazim diye düsünüyorum.

Ben bir expert degilim , konu hakkinda uzunca birarastirma yapmadanda söylediklerim dogrulugunda diretmem.

Acaba almanya´da 1950`lerden beri bir sürü kraftwerk acilmis ve kapatiliyor , ülkenin soglik ve doga alaninda bu werkler yüzünden gördügü zarari konu alan bir kaynak mevcutmu ?
Acaba biz yasam tarzimizda sagligimizi , dogayi, ihtiyaclarimizin önüne koyuyormuyuz ? Mesela yasadigimiz beton evler , arabalar vs. doga ile ne kadar barisik ? Yedigmiz yemekler , yasam tarzimiz ( spor vs. ) , yaptigimiz isimiz ,ne kadar saglikli ?

Atom enerji santraline bende karsiyim , ancak bu isin cebinizdeki para ile orantili oldugunu düsünüyorum , egerki fakirseniz önceliginiz doga ve saglik olmuyor ne yazikki gelismek ve para kazanmak istiyorsunuz. Türkiye enerjide disa bagli oldugu sürece cari acigini kapatmasi mümkün degil , dikkat edilirse gelismis ülkelerin hemen hemen hepsinin gecmisinde atom santrali mevcut. Sizin cebinizde paraniz varsa getirisi az cok olmasina önem vermeden dogal enerji üretim yollarina gider yatiriminizi yaparsiniz , eger paraniz yoksa en az yatirimla en randiman alabileceginiz yolu secersiniz cünkü ihtiyaci karsilamak sizin önceliginizdir. Türkiyede kurulan atom santrallerinin hic birinin pesin para ile yaptirilacagini sanmiyorum , muhtemelen yaptirilip elde edilen tasarruf ila geri ödemesi yapilacaktir.

Keske kimse enerji kullanmasa , eski gaz lambalari dönemine dönüp tahta evlerde doga icerisinde bio hayatlar sürebilsek ama durum böyle degil her gecen gün daha fazla enerji tüketiyoruz , bakalim dünya bu gidise ne kadar daha katlanacak :)

Birde kücük bir not düsmek istiyorum , siyaset ve bu tip konular üzerine : Ülkemizi hepimiz seviyoruz ve hepimiz iyiligini istiyoruz , aramizdaki tek fark birisi su sekilde ülke icin iyi olur diyor öteki öteki sekilde bu yüzden birbirimizi düsman gibi görmemize gerek yok . Bizde ne yazikki farkli düsüncelere tahammül yok , ne kadar yanlis oldugunu düsünsekde karsimizdakininde ülkesini en az bizim kadar sevdigini unutmayalim lütfen.

Türkiye santralları yapsa bile kesinlikle nükleer güç olmayacak. İran yaptıkları anlaşmalarla sadece santralları kurmuyor, bütün teknik bilgiyi de alıyor. Bütün anlaşmalarını böyle yapiyor. Bizim, ne Japonlarla ne de Ruslarla yaptığımız anlaşmalarda böyle bir şey var.
Hâkim rüzgâr Balkanlar’dan Türkiye’ye doğru tam da buradan akıyor. Dolayısıyla olası bir kaza durumunda İstanbul dahil Türkiye’nin üçte birini barındıran Marmara Bölgesi’nin tamamı birinci derecede radyoaktif serpinti riski altında. Elbette ki bu, Anadolu’nun büyük bölümünün de aynı risk altında olması demek. Zaten bilimsel çalışmalar gösteriyor ki bir kaza anında ilk etapta 300 kilometre çapında bir alan direkt olarak etkileniyor.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu kriterlerine göre Türkiye’de denenmemiş bir teknoloji kurulamaz ama hem Mersin hem de Sinop’ta daha önce hiçbir yerde denenmemiş olan reaktörler kullanilacagi soyleniyor..
Akkuyu’da arsayı, parayı veren turkiye, santral yapımının tüm maliyetlerini üstlenen turkiye ve riski alan da turkiye. Santralı yapan Ruslar, işletecek olan Ruslar ve oradan çıkacak enerjiyi bize alım garantisiyle satacak olan da Ruslar. Bunun aslında Rusya’nın herhangi bir nükleer santralından elektrik almaktan tek farkı bütün risk ve maliyeti bizim üstlenmiş olmamız...
Fukuşima depreminden önce bu tesislerle ilgili risk 1000’de birdi. Fukuşima’dan sonra bu oran 100’de bire indi. Bir nükleer tesis ilk kez depremde zarar gördü. Bu da literatürde bu enerji modelini tehlikeli enerji kategorisine soktu.
Her yıl çıkan yüksek, orta ve düşük seviyedeki radyoaktif atıklar binlerce yıl kalır ve bunların bertarafı mümkün değildir. Aralarında 240 bin yıl radyoaktif kalan atıkların bulunduğu bu tonlarca tehlikeli maddenin nasıl saklanacağı, doğadan yalıtılacağı bilinmiyor. Bilim henüz böyle bir sınavdan geçmedi.
Bu konuda iddialar muhtelif. En son, nükleer silahlanma konusunda çalışan Alman gazeteci Hans Rühle, The National Interest dergisinde Türkiye’nin, uranyum zenginleştirme teknolojisiyle silah sahibi olmayı hedeflediğini iddia etti. Hatta, Alman istihbaratının Türk yetkilileri dinleme skandalının bu yüzden gerçekleştiğini yazdı. Rühle, Türkiye’nin, ROSATOM ve Japon-Fransız ortaklığıyla yaptığı anlaşmada üçüncü reaktörde silah üretebileceği iddiasında. Resmi ağızlardan bu konuda bir açıklama yok. Ama Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek geçen sene ‘gönlünden geçen’i bir televizyonda açıklamıştı: “Şu anda en büyük korkuları ne biliyor musunuz? Ya bu Türkler atom bombası yaparsa, ondan sonra bunlarla baş edilmez. Yapacağız inşallah. Onun için ‘Nükleer santrallara hayır’ diyorlar. İki tanesinin temeli atıldı. Geliyor arkası. Herkes yapmış mı, yapmış. Biz niye yapmayacağız? İsrail yapmış da biz niye yapamayacağız? İsrail oradan atom bombasını atacak, biz böyle elimiz kolumuz bağlı oturacağız. Var mı böyle hayat? Atom bombası bir ülkenin güvencesidir. Benim gönlümden geçen bu.”
Greenpeace’in 2011 yılında yapmış olduğu bir araştırmaya göre Türkiye’de halkın yüzde 64’ü nükleer santrallara karşı. Aynı araştırmaya katılanların yüzde 86,4’ü nükleer santrala yakın bir yerde yaşamak istemediğini söylüyor. KONDA’nın 2013’teki araştırmasında da nükleer enerjiye karşı çıkanların oranının yüzde 63’ün üstünde olduğu ortaya çıkmıştı. Nükleer santral istemeyen 250 bin kişi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na imza göndermişti.
Akdeniz’de en uygun yer Akkuyu. Buraya en yakın Ecemiş kırığı vardır. Onun üreteceği deprem 6.5’i geçmez. Ancak Akdeniz doğru bir yer mi? Kesinlikle hayır. Buradaki santral çok düşük verimlilikle çalışacaktır. Çünkü su soğutmalı sisteme sahip olacak. Yani binlerce ton suyu saniyelik sürelerde çevirerek çalışacak. Akdeniz ise bizim en sıcak suyumuz. Santralın verimi düşük olacak. Sinop’a gelince. Karadeniz dalma batma kuşağı yer alıyor. Burası çok dingindir. Büyük deprem üretmez. Üreteceği 5.5’u geçmez. İğneada deprem açısından en güvenli olanı.
Nükleer enerji santralı sıradan bir işyeri değildir. Tarihte meydana gelmiş pek çok nükleer kaza personel hatasından kaynaklandığı gibi, aynı zamanda personel, bu tehlikelerin gerçekleşmesinden ilk andan itibaren etkilenen kişilerdir.
“.
EN YENİ ENERJİ TİPİ FÜZYON'DUR. BURADA BİLİM ADAMI GEÇİNEN, PROFLUĞU EŞANTİYON DAN ALMIŞ OLANLAR İSE BUNDAN Bİ HABERDİR. FAKAT FÜZYONDA BİR NÜKLEER ENERJİDİR. 2014 YILINDA LOOKHED MARTİN FİRMASI GERÇEKLEŞTİRDİĞİNİ AÇIKLADI. HİDROJEN ENERJİSİDİR. SU ÜRETİR. NÜKLEER SANTRAL YAPILMALIDIR. GEÇ KALINDI. SANAYİ İÇİN, MEDENİYET İÇİN, İNSANLIK VE TÜRK İNSANI İÇİN OLMALIDIR. YABANCILARIN YAPMASI İSE TÜRKİYENİN GELECEĞİNİ GARANTİ ALTINA ALIR. KİMSE 30 MİLYAR $ YATIRDIĞI ÜLKE İLE SAVAŞA GİRMEZ..
Son olarak hocalar;
Nükleer santrallar yapılmasını savunan bazı hocaları okuyunca şaşıriyor insan, Almanya gibi gelişmiş bir sanayi ülkesi bile bu tür nükleer santralleri zaman içince kapatma kararı almışken bunu savunmalarını anlamak mümkün değil...
Bu yazi degisik kaynaklardan sadece bilgi adina sunuldu..sayfaya erisim hatalarindan dolayi yazida hatalar olabilir..

Konu sanki siyasi yönetime destek veya siyasi yönetime köstet tarafina cekliyor olmasi cok üzücü bir durum.
Atom enerjisi dogu Avrupa ülkelerininn hepsinde var. Güvenligi ve bakimi gerektigi gibi olmadigini hepimiz cok iyi biliyoruz.
Fakat ülkemize gelince herkes cevreci herkes dogaci kesiliyor?
Bogaz köprülerine ne gerek var.. Doga katliami... Fakat hepsi dolu ve YE-TER-SIZ!!!!! Üc tane daha olsa onlar da dolup tasacak cünkü insan ve trafik cok cok fazla.

ALLAH askina söyleyin? Bütün dünya kullandigi teknolojileri sadece SIYASI IDEOLOJI icin neden karsi cikilir???

Hükümeti sev veya sevme. Neden dogru ve faydali olan icratlar icin tesekkür ve sacma siyasi kararlar icin de uyari ve elestiri yapacagimiza sadece kendi siyasi Parti gözlügü ile bakiyoruz?
Iste ülkemizin temel sorunu da bu olsa gerek!!!

Alıntı:

---

Skywalker Nickli Üyeden Alıntı

Konu sanki siyasi yönetime destek veya siyasi yönetime köstet tarafina cekliyor olmasi cok üzücü bir durum.
Atom enerjisi dogu Avrupa ülkelerininn hepsinde var. Güvenligi ve bakimi gerektigi gibi olmadigini hepimiz cok iyi biliyoruz.
Fakat ülkemize gelince herkes cevreci herkes dogaci kesiliyor?
Bogaz köprülerine ne gerek var.. Doga katliami... Fakat hepsi dolu ve YE-TER-SIZ!!!!! Üc tane daha olsa onlar da dolup tasacak cünkü insan ve trafik cok cok fazla.

ALLAH askina söyleyin? Bütün dünya kullandigi teknolojileri sadece SIYASI IDEOLOJI icin neden karsi cikilir???

Hükümeti sev veya sevme. Neden dogru ve faydali olan icratlar icin tesekkür ve sacma siyasi kararlar icin de uyari ve elestiri yapacagimiza sadece kendi siyasi Parti gözlügü ile bakiyoruz?
Iste ülkemizin temel sorunu da bu olsa gerek!!!

---

Arkadasim sana hak vermemek mümkün degil, bu durum bizim toplumumuzun genel sorunudur. Gecmiste yapilirken yapilmasi düsünülürken ciddi elestiriler getirenler bugün yaparken gecmiste yapip bugün karsi cikanlarla tartisiyorlar, arsiv affetmez tüm aciklama konusmalar ortada. Siyaseti ülkeye hizmet degil kisisel menfaat hedefleyerek yapanlarin ülkelerininde genel sorunu oldugu kanisindayim, beynimizdeki örümcekleri temizlemek icin dogru egitim sart. :-)

Alıntı:

---

hekimoglu Nickli Üyeden Alıntı

Arkadasim sana hak vermemek mümkün degil, bu durum bizim toplumumuzun genel sorunudur. Gecmiste yapilirken yapilmasi düsünülürken ciddi elestiriler getirenler bugün yaparken gecmiste yapip bugün karsi cikanlarla tartisiyorlar, arsiv affetmez tüm aciklama konusmalar ortada. Siyaseti ülkeye hizmet degil kisisel menfaat hedefleyerek yapanlarin ülkelerininde genel sorunu oldugu kanisindayim, beynimizdeki örümcekleri temizlemek icin dogru egitim sart. :-)

---

daha ne egitimini vereceksinki insanimizin gözleri kapali körler,gelismeyi sevmeyen bir toplum olmayi kabulleniyoruz daima ama yeri gelincede ateste kül birakmiyoruz günümüzde herkes olmus bir politikaci sanki hersey dogruymus gibi iddaalarda bulunuyorlar ben buna karsiyim kim ne derse desin
bugünkü durumumuzda T.C en azindan üj bes Atom santrali lazim ve yanindada günes enerjisini herbir vatandasin kullanmasi gerektigine inaniyorum cünkü gelecigimiz mademki elektirikli Otolara gecmek ise cok geri kalmisiz bile diyorum

atom sanrallerimize kavusursak bizi kimse tutamaz tabi dünya baska buluslar yapmassa yoksa dünyanin vaz gectigi buluslari bizim gibi ülkelere geliseceksiniz dünya lideri olacaksiniz diye cöpe gidecek ömrünü tamamlamis buluslari bize satacaklar kendileri yenilerini kullanacak onlarinda ömrünü tamamlayinca allayip pullayip yine bize satacaklar.
bizi bir hayal dünyasinin icine sokup cebimizdeki son kurusa kadar alip birde gelecegimize ipotek koyacaklar.
en güvenli atom sanrali japanyadaydi durum ortada su anda cöpününü bile koyacak yer yok dünyayi izlediginizde cöpünün ne kadar büyük bir sorun oldugunu görürsünüz.
gelecekte cocuklarimiza ve torunlarimiza temiz bir dünya dilegiyle.

bilgi ve teknolojiye yabanligimiz,yeniliklerden devamli korkmamiz insanlarimizin sucu degil;
yüzyillardir dar agaci politikalari üretiminin
onlarin basiretsizliklerinin,
her isi fetvaya baglamalarinin
ilim Cinde de olsa alin gerceginin unutturulmasinin gercekleridir!!
iki kelimeyi paylasirken dahi icimizdeki egoyu disa fiskirmamiz,paylasmayi degil,parcalamayi ögretilmis olmasinin gercekleridir,,
ilim bilim teknoloji medeniyet gercekte batidamidir..
--------
Bugün dünyada enerji tüketimi; çok büyük oranda petrol, doğal gaz
ve kömürle karşılanmaktadır. Bu gerçek, bir yandan kısıtlı coğrafyalara
yoğunlaşmış olan söz konusu kaynaklara erişebilmek için sıcak ve
soğuk savaşlara yol açan bir sürecin alt yapısını oluşturmaktadır,büyük tüketici ülkelerin ihtiraslı politikaları, fosil kaynakların yoğunlaştığı bölge ve ülkeleri işgale ve masum
insanların katline neden olmustur.
Tarihsel olarak baktığımızda Türkiye’nin nükleer serüveni tam anlamıyla
bir fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Bugün yapılan çalışma ile dördüncü kez
nükleer enerji santrali kurma girişiminde bulunulmaktadır. Bunun
birincisi, 1960’lı yıllarda başlamıştır.60’lı yılların sonunda 300 megavatlık bir santralin
Mersin Akkuyu’da kurulmasıyla ilgili olarak Küçükçekmece’deki
Nükleer Araştırma Reaktörünün kuruluşu dönemine rastlar. 1967-
1974 arasında tam yedi yıl çok çeşitli faaliyetler yapılmıştır. Fakat bu
ilk girişim başarıyla sonuçlanamamıştır.
İkinci girişimimiz 1983’te Turgut Özal döneminde olmuştur.
Dönemin Başbakanı Turgut Özal nükleere gerçekten önem vermiştir
ve kurmayı arzu etmiştir. Mersin Akkuyu’da bu sefer 600 megavatlık
bir santrali yeni oluşan bir yap-işlet/devret modeliyle gerçekleştirmeye
çalışmıştır. Fakat 1987’deki Çernobil kazasından sonra bir on yıllık süreçte
dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de nükleer konusu rafa kalktığından,
bu ikinci deneme de ihale aşamasına bile geçilemeden başarısızlıkla
sonuçlanmıştır.
Üçüncüsü, en feci olan bu girişimdi. 1998 yılında denenmiştir.
Şimdi, dördüncüsünü deniyoruz. fiyatların petrol ve kömüre göre
çok değişken olmaması, mümkün olduğu kadar oldukta istikrarlı gitmesi
ve yakıt konusunda rezervler itibariyle dünyada herhangi bir sıkıntının
bulunmaması; yakıt maliyetinin toplam maliyete oranının diğer kömür
ve diğer fosil yakıtlara oranı oldukça düşük olması ve fosil yakıtlar yerine
kullanıldığı için, dışa bağımlılığın azaltılması bunun artı yanlarıdır.Eksi yanları;
birçok nükleer muhalifleri tarafından dile getirildiği gibi, ilk yatırım maliyeti çok yüksektir.
Reaktör maliyetleri 2,5-3 milyardan daha aşağıya mal olmamaktadır. Güvenlik çok önemli bir konudur,çevre ve sağlık konuları nedeniyle kamuoyunda çok ciddi
bir negatif imajı vardır. simdi gelelim TÜRKIYE nin nüklere neden ihtiyaci var ve böyle bir proje gerekli mi?
Nükleer enerjinin yüzde payının düşük olmasının nedeni menfi hususiyetlerin yanında, fosil
yakıtların çok ucuz bir kaynak olduğundandır. Fosil yakıtların rezerv
miktarı hâlâ yüksektir.
Bugün dünyada, bugünkü tüketim oranıyla 45 yıl yetecek petrol,
65 yıl yetecek doğalgaz, 240 yıl yetecek kömür rezervi var.
Türkiye’nin enerji profiline bakarsak, son on yıl içerisinde
Türkiye’nin enerji tüketimi 66 milyon ton petrol eşdeğer miktarından, 100 milyon ton petrol eşdeğeri miktarına; yani son on yılda %51
artış gösterdi. Bu tüketimin 30 milyon ton petrol eşdeğeri petrolden
gelmekte ve bunun % 90’ı da ithal edilmektedir. Doğal gaz bu tüketim
tablosu içinde 30 milyon ton petrol eşdeğere sahiptir. Bunun da %
99’dan fazlası ithal edilmekte. Kömür 30 milyon ton petrol eşdeğer
miktarında tüketilmekte ve bunun da yüzde 70’i ithal edilmektedir.
Şimdi, bu rakamlara bakarsak, Türkiye’nin ithal enerjiye olan bağımlılığı
yüzde 80, hidroelektriğin tüketimdeki payı yüzde 10, toplam hepsi
100 milyon ton petrol eşdeğerdir. Bu tablo içerisinde nükleerin payı
sıfırdır.
Dünya enerji profiliyle Türkiye enerji profilini karşılaştırırsak, fosil
yakıtlara bağımlılık çok yüksek. Dünya için % 75, Türkiye için % 90’dır.
Şimdi, Türkiye’nin fosil yakıtlarına % 90 bağımlılığını ve ithal enerjiye de
% 80 bağımlılığını düşünürsek, çıkan sonuç Türkiye’nin fosil yakıtların
dışında, alternatif enerjilere de yönelmesi gerekir.
Politikacıların doğru karar verebilmesi, bilimin gerçeklerini iyi
bilen ve ülke koşullarına en uygun tasarımı kavrayabilen mühendisler
tarafından bilgilendirmelerine bağlıdır.

Almanya, halen çalışmakta olan 20.480 edi ünite ile bugün elektriğinin yüzde 26sini
nükleer santrallerden elde ederken, bugün rüzgâr enerjisinden
elde edilen elektriğin payı da toplam elektrik üretiminin % 22’ sini
buluyor.Sinop da nükleer santral yapılmasını engelleyecek herhangi bir şey söz konusu değildir. deniz kenarında yapılması gerekmesinin sebebleri;
Bir nükleer santralin saniyedeki ortalama su ihtiyacı,
reaktör tiplerine göre değişmekle birlikte, yaklaşık 50 m3dir.
Saniyede 50 m3lük suyu sağlamanız gerekir. Takdir edersiniz ki, Türkiye’de
bu suyu her yerde nehirlerde bulmak mümkün değildir. Denizlerde
rahatlıkla bulacağımız da açıktır.
Türkiye’de saha bulmak zor değildir. Ancak, şu
gerçeği bilmemiz lazım. Türkiye depremlerin yoğun olduğu bir
ülkedir. Bununla birlikte coğrafyası son derece geniş olan bir yerdir.
nükleer temiz bir enerji. O halde, niye 50-55 yıldır bu kadar
güvenli, bu kadar iyi, bu kadar ekonomik, bu kadar güzel bir enerjiyi
bu ülkenin siyasetçileri ve bürokratları niye Türkiyeliye anlatamadı?
enerjide biz nereye bağlıyız? Rusya’ya bağlıyız..Rus hâkimiyetimi kokuyor?
BIR TARAFTA MUHALIFLER,DIGER TARAFTA taraftarlari,,anlasilan dördüncü denemeyide elimize yüzümüze bulastiracagiz..
MUHALIFLER;(chp/mhp)
bu nükleerin faydaları var mıdır, yok mudur sabahlara
kadar bunu tartışirlar, Ama Akkuyu’ya orada
oturan bir yurttaş olarak,
Solucanlarımızı, kaplumbağamızı, havamızı, kumumuzu, taşımızı,
toprağımızı, balıklarımızı, yılanlarımızı çıyanlarımızı, hatta son
zamanlarda insanların ölümüne sebep olan kenelerimize sahip çıkmak
üzere Akkuyu’da nükleer santralin yapılmasına bir vatandaş
olarak karşılar..ayrica maliyeti ve rusya egemenligine girilecek olmasi korkulari,,
Benim söyleyeceğim s;Bu ülkeyi teraziye alacağız, terazinin bir
kefesi vakirlik, diğer kefesi zenginlik. Zenginleşmek istiyorsak, zenginliğe düşman
olmak istemiyorsak ve global köyün üreten kısmında yer almak
istiyorsak, kafaları değiştireceğiz.