Arkadaş bir konu açtı gerisini getirmedi, yani burada sorular soruluyor ama kendisinden cevap yok.
Önyargılı olmak da istemiyorum , genellikle böyle durumlarda babanın ve annenin büyük sorumluluğu var. Şimdiye kadar çocuğunuzla nasıl ilgilendiniz, aile içi huzur nasıl, bilmiyoruz. Bir yerde şu satırları okudum, ufak bir bölümünü alıntı olarak ekliyorum.
"İnsanların davranışlarını belirleyen, değer yargılarıdır. Değerler, inançlar, bir ağaç ise, davranışlar onun meyvesidir. Sağlam bir hayat görüşü yerleşmeden, doğru davranışlar edinilemez. Eğer gençlerin davranışlarının istediğimiz yönde olmasını istiyorsak, önce onların hayat görüşlerinin doğru yönde gelişmesini sağlamalıyız. Maalesef bu nokta çokça gözden kaçırılıyor. “Onu yapma, bunu yap; o yanlıştır, bu doğru” demeyle yetiniyor çoğu kez. Peki neden? Neden gencin saatlerce ders çalışması ve üniversite kazanması lazımdır? Neden gece geç gelmemesi gerekir? Neden internette chat yapmamalıdır? Bunlar anlatılmaz genellikle. Sadece açıklamasız, kestirme cevaplar verilir. Oysa konulan kuralların içindeki mantık doğru biçimde anlatılsa, çocuk herhalde anlayacaktır. Zeka özürlü olduğunu mu sanıyorsunuz onun? Yoksa kendi değer yargılarınıza mı güvenmiyorsunuz? Belki de o kuralları ezbere öğrendiniz ve aslında yanlışlar? Nereden biliyorsunuz? Ha, eğer değerlerinize güveniyorsanız, o zaman buyurun münazara meydanına. Gençler biraz isyankardır evet, ama ne aptaldırlar ne de şeytan. Doğru anlatın, anlarlar tabii ki. Allah da, emir ve yasaklarını bildirirken hikmetleri ile birlikte açıklamıyor mu? Yoksa -haşa-, “hikmetini sormayın, siz anlamazsınız, bunu bunu yapın, soru da sormayın!” mı diyor?
Eğer bizim amacımız terbiye etmekse, terbiye ediciliğin kaynağı olan Rabbimizin insanlara nasıl muamele ettiğini hatırlamamız lazım. O, önce akla kapı açarak, gerçekleri bildirerek, emir ve yasaklarını (hikmetleri ile birlikte) açıklar, sonra da insanı özgür iradesi ile hareket etmek üzere serbest bırakır. Ve her ufak hatada hemen ceza vermez, sabırla kulunun ıslah olmasını bekler, zaman zaman ikazlarla uyarır, ama tövbe kapısını kapatmaz, umudu kırmaz, tekrar tekrar iyiye teşvik, kötüden sakındırmaya devam eder, ama sonuçta yine de seçme gücünü insana bırakır. Eğer “Rab” isminin gözlüğü ile Kur’an’a bakar ve Allah’ın kullarına (bu dünyada) nasıl muamele ettiğine dikkat edersek, çocuk yetiştirme konusunda çok ilginç ipuçları buluruz.
KISACA
Özet olarak söylersek, ergenlik çağındaki çalkantılar doğaldır ve hatta olması gerekli değişimlerdir. Bunları anlamamak, ya da engellemeye çalışmak da hatadır, tamamen boş verip sadece izlemek de. Kendi ergenlik dönemimizi de hatırlayıp çocuğumuza rehberlik yapmamız gerekir.
Bunun için de,
1. Onu anladığımızı hissettirmemiz,
2. Kendisini gerçekleştirebileceği bir çevre sağlamasına yardım etmemiz,
3. Örnek alabileceği ideal insanlar, yıldız kişiler göstermemiz,
4. Seçimlerini ve çözümlerini kolaylaştırmak için bilgi ve tecrübelerimizi, değer yargılarımızı ona aktarmamız."