Please enable / Bitte aktiviere JavaScript!
Veuillez activer / Por favor activa el Javascript![ ? ]
DMCA.com Protection Status

vavoo


NOTICE Notice: This is an old thread. It was started 2494 days ago, there may be recent replies. Consider making a new thread before posting.
Toplam 839 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 20 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Dünya düzmü yuvarlakmi?

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1
    Tecrübeli Üye Mesut64 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26 Mayıs 2015
    Nereden
    Fani Dünya
    Mesajlar
    1,023
    Ettiği Teşekkür
    486
    552 mesaja 3,594 teşekkür aldı
    Ilk Düz Dünya Belgeseli 1900 lü yillar;
    Bu günlere kolay gelinmemis!



    Adana Haber sitesi de bir yayin yapmis;
    Aynen Alinti:
    2014 yılı sonlarıydı. Daha önce de uçakla İzmir’e, Ankara’ya ya da Antalya’ya yolculuklar yapmıştım fakat, Erzurum’a giderken fark ettiğim gariplikleri, diğer uçak yolculuklarımda hiç fark etmemiştim. Evet, İstanbul’dan Erzurum’a yaptığım ilk uçak yolculuğumda, dünyanın şeklini ve bize anlatılan evren bilgilerini sorgulamaya başladım…

    Cam kenarında oturuyor olmam ve henüz öğlen saatleri olması nedeniyle, yer yüzünü yaklaşık 7-11km arası bir yükseklikten izleme fırsatı buldum. Gözlerimi hiç ayırmadan dünyayı izledim. Fark ettiğim ilk şey ufuk çizgisi oldu. Tam bir düz çizgi şeklindeydi. Bulutların üzerine denk geldiğimizde de durum değişmedi. Yer yer bulutların üzerinde ilerledik ve yer yer de bulutsuz bir ortamdan yer yüzünü izleme fırsatı buldum. Dünyanın eğimini göremeyince “neden eğimi göremiyorum?” diye düşünmeye başladım. Erzuruma kadar gördüğüm tek şey düzlüktü. Burada bahsettiğim düzlük, buz hokeyi sahası gibi pürüzsüz bir düzlük değil. Dağlar, dereler, göller, ovalar vs. gibi doğal oluşumlar var fakat küre bir dünyada olması gereken eğim yok. Küre matematiğini bilenler, 1500KM’de ne kadar eğim olması gerektiğini bilirler. (İstanbul – Erzurum arası mesafe)

    Erzurum’a indiğimde, bu durum kafamı kurcalamaya başlamıştı bile. Otele geçtiğimde yaptığım ilk iş, bilgisayarı açıp, dünyanın kaç km hızla döndüğüne bakmak oldu. 1670km hız ile batıdan doğuya doğru dönen bir küre üzerinde olmalıydık. Uçaktayken, gidiş hızımızı ve varış süremizi de kontrol etmiştim. Zaten havayolları sitesinden bilet alırken de, kalkış ve varış sürelerini görebilirsiniz. Erzurum’a giderken de, İstanbula’a dönerken de verilen süre aynı idi. Bu sefer de aklıma takılan soru; “Peki, dünya dönüyorsa uçak bundan neden etkilenmiyor?” oldu. Dönen şey, yer yüzü olduğuna göre, yer ile bağlantısı kesilen bir cisim bundan bağımsız olmalıydı. Ya da, daha önce pek araştırmadığım bu konular üzerine benim bilgim yetersizdi…

    Bu konuyu araştırmaya başlamadan önce, aklıma takılan şeyleri incelemeye başladım. Madem dünya küre şeklindeydi, biz neden bir eğim göremiyorduk… Ya da, eğimli bir göl ya da deniz göremedim hiç. Ülkemizde bulunan bir çok gölü gezdim. Van Gölü, Tuz Gölü, İznik Gölü ve daha fazlası… Hepsi düz bir üst zemin oluşturmuştu ve hiç biri yokuş aşağı değildi. Zemini engebeli de olsa su, kendisini teraziye almış ve düz bir üst zemin oluşturmuştu. Bunu, yükseklerden izlediğim Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz’de de gördüm. Aslında su, kendisini sürekli teraziye alıyordu. Yani suya eğim veremiyordunuz.

    Kafamda deli sorularla aylar geçmişti. 2015 yılı içerisinde, Nasa dahil bir çok resmi kaynaktan araştırmalar yapmaya başladım. Eğim hesaplamaları, Coriolis etkisi, kütle çekim kuvveti vs. Bir sürü matematiksel hesap vardı ama görsel olarak bir sonuca ulaşamamıştım. Fizikten ve matematikten çok iyi anlayan, bu konuda benden çok daha iyi olan bir arkadaşıma “dünyanın düz olabileceğinden” bahsettim. Beni çok iyi tanıdığı için önce bir süre gülümsedi. “İmkansız” dedi. Kendisinin bilgi birikimine saygı duyduğum için, yine kendimden şüphelendim. Ama sormadan da edemedim; “Neden bir eğim göremiyorum?” Ve, “Neden denizlerde eğim yok?”

    Denizlerde eğim olduğunu bana gösterebilmesi için arabaya atladık ve Beykoz – Anadolukavağı sahiline gittik. Boğazdan geçerek Karadeniz’e açılan gemileri izledik. İzlediğimiz her gemi, ufka doğru yaklaştığında yavaş yavaş gözden kayboluyordu. “Gördün mü?” Dedi. “Gemiler eğimden geçtikten sonra kayboldular.” Tabi ben de boş değildim. Yanımda vasatın üzerinde bir dürbün getirmiştim. Sırt çantamdan çıkartarak kendisine uzattım. Çünkü ben, ufukta kaybolan gemiyi dürbünle bakınca görebileceğimizden emindim.

    Dürbünü aldı ve gülümseyerek “beni nelerle uğraştıyorsun?” Serzenişinde bulundu. Sonra da ufka doğru bakmaya başladı. Geminin kaybolduğu yere bakmasıyla, dürbünü gözünden geri indirmesi bir oldu. “Bir gariplik var!” dedi. Tekrar tekrar baktı. Gemi, dürbünün görüş alanından çıkana kadar baktı. Dakikalarca onu bekledim. Gemi, dürbünün görüş alanında da çıkınca; “Sanırım, artık eğimden aşağıya gitmiştir.” Dedi. Teleskopumuz olsa, gemiyi hala görebileceğimizi iddia ettim ama başka bir fikrim daha vardı. Araca atladık ve üst taraftaki Yoros Kalesinin (Ceneviz Kalesi) avlu duvarlarının üzerine çıktık. Alttaki resimde gördüğünüz manzara.

    O gün, arkadaşım saattlerce dürbünle gemileri izledi. Ben ise, dünyanın şekliyle ilgili bazı yalanlar söylendiğinden daha çok emin olmaya başlamıştım. Arkadaşım, o akşam bana “kısmen haklısın sanırım.” Demişti.

    Dünyanın, saatte 1600km Hızla dönüşünü neden hissetmiyoruz? “Atmosferin vakum etkisi nedeniyle. Atmosferle birlikte döndüğümüz için bunu hissedemeyiz.”

    Dünyanın dönüşünü hissetmememize verilen klasik cevap bu. Belki de doğrudur. Ama ben sorgulamak zorundayım. Daha detaylı öğrenmek istiyorum. Tam anlamadım da…

    Yani dünya, atmosferle birlikte dönüyor ve bu nedenle hissetmiyoruz. Peki, dünyanın aynı zamanda güneşin etrafında 108.000km Hızla döndüğünü, Samanyolu Galaksisinin etrafında da 500.000km’ye yakın bir hızla hareket ettiğini biliyor muydunuz? Tahmin ettiğiniz gibi… Biz, bunları da hissetmiyoruz.

    Israrla sordum. Uçaklar da mı etkilenmiyor diye… Size, konuşmarımızı kısaca özetleyeyim;

    Bak Ersan’cım. Şimdi sen bir trenin içindesin. Tren 100km hızla gidiyor diyelim. Sen de trenin içinde yürüyorsun. Sen de mi 100km hızla yürümüş olursun?
    Hayır tabiki de. 100km + Yürüyüş hızımdır olay.
    Hah! Evet. İşte, uçaklar da dünyanın dönüşünden bu nedenle etkilenmezler. Yani sen burdan Erzurum’a uçarken, dünya 1600km hızla aynı yöne dönüyor diye daha geç ulaşmazsın. 1600km + Uçağın hızıdır olay. Anladın mı?
    Dostum, Ya ters tarafa uçarken?
    Şey… Onu da cevaplarım ben. Ama süre istiyorum, bakmam lazım.
    Bir de, uçak inişe geçtiğinde yer yüzü halen hareket halinde değil mi?
    Evet…
    Hareketli bir zemine nasıl düzgün iniş yapıyor?
    Ya, o iş senin düşündüğün gibi olmuyor.
    Nasıl oluyor?
    Yani, dönmüyormuş gibi hayal et. İşte o şekilde oluyor.
    Dönmüyor yani!
    Dönüyor yaa…
    Neden, dönmüyormuş gibi hayal ediyorum öyleyse.
    Anlamıyorsun!
    Anlamıyorum!

    Konuyu, daha doğrusu fiziği ve matematiği iyi bilen arkadaşlara, dünyanın samanyolu galaksisi etrafında döndüğünü ve aynı zamanda 1,5 trinyol km’ye yakın bir hızla uzay boşluğunda fırladığımızı ben söyledim. Bilmiyorlardı. Onlar da şaşırıp “yok artık” dediler. Sonra anladım ki, herkes bir şeyler bilmiyor. Herkese bir şeyler dayatılmış.

    Yabancı kaynaklardan araştırmalar yapmaya başladım. Kafamdaki plan, bu düşünceyi yaymak üzerineydi. Sonra, 2010 yılında açmış olduğum ama kullanmadığım Ersan Juan İsimli Youtube kanalımı aktif hale getirdim. İlk önceleri düz dünya videoları yapamadım. Buna gelecek tepkilerden çekindim. Farklı konularda birkaç tane gizemli videolar hazırlayıp yükledim. 2016 yılına geldiğimizde, düz dünya hakkında artık daha fazla şey biliyordum.

    Birkaç video hazırlamıştım ama ilk olarak ODD TV isimli bir kanalın videosunun Türkçe seslendirilmiş halini yükledim. Çeviri için de, başka bir Youtuber olan Deniz isimli arkadaştan, (LightAroundtheMoon) hazırladığı alt yazı metnini kullanmak için izin istedim. Sağolsun onay verdi ve altyazıyı kullandım. Kendim halledecek olsam zaman kaybedecektim. Zaten daha sonra, yığınla çeviri yapmak zorundaydık.
    İlgili video: https://www.youtube.com/watch?v=IZmoByP0jh8&t=3s



    Bu da, yüksek sesten rahatsız olanlar için, ses sorunu çözülmüş hali:

    https://www.youtube.com/watch?v=VmXdk8htV4s&t=0s

    İlk videodan sonra gelen tepkiler inanılmazdı. İnsanların içlerinde, “dünyanın alt tarafındaki denizler neden dökülmüyor?” sorusunu yıllarca sakladıklarını fark ettim. Bir çok kişi beni, İlluminatici olmakla bile suçladı. Bunlara çok takılmadım. Ok yaydan çıkmıştı bir kere. Artık geri adım atamazdım. Düz dünya fikri, ülkemizde hızla yayılmaya başladı.

    Nasa’nın uzaydan canlı yayınlarını takibe aldım. Bir çok gariplik görüyordum. Sonra yabancı kaynaklarda, yine bu canlı yayınlarda yakalanan hataların görüntüleri derleyerek videolar yaptım. Aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz. Kesinlikle uzayda değilller. ISS’nin içerisinde olmadıklarına eminim diyebilirim.

    Video 1: https://www.youtube.com/watch?v=ODduoNrrw2g&t=842s

    Video 2: https://www.youtube.com/watch?v=0N9pc6vGAtU&t=6s

    Nasa’nın, en ünlü teleskobu olan Hubble Teleskobu (şimdi sıkı durun) tam 14 Milyar ışık yılı ileriyi görebiliyormuş! Bir ışık yılının ne kadar bir mesafe olduğunu bilenler için, 14 milyar ışık yılı akla hayale gelemeyecek bir mesafedir. Zaten, mesafeyi zaman birimiyle ölçmek de ayrı bir acayiplik. Düşünsenize, istanbul – İzmir arası kaç km diye soruyorsunuz ve size “15 yıl” diye cevap veriyorlar.

    İnternette araştırdım. Bir ışık yılı için 10 Trilyon km gibi bir rakam diyorlar. Yani, 14 milyar x 10 trilyon km! Vay canına! Bu kadar uzağı görebiliyorlarsa, aydaki Amerikan bayrağına canlı yayında zoom yapsınlar. Ya da, ISS üzerinde sürekli tamir bakım yapan astronotları göstersinler.

    Antartika denilen yerin, dünyayı çevreleyen bir buz çemberi olduğunu düşünüyoruz. Antartika’nın yüzlerce km ilerisinde de gökkubbenin sınırının bulunduğunu, ve kutbun ötesine geçilemediğini düşünüyoruz. Antartika’da bulunan askeri üsler, aşağıdaki haritada gösterilmiştir.

    Ayrıca, uzaydan çekildiği öne sürülen dünya fotoğraflarının da sahte olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır.

    Gördüğünüz gibi, Nasa tarafından yayımlanan görsellerin her biri, diğerlerinden daha farklı. Kıtaların boyutları, okyanuslar vs. Ayrıca, fotoğrafları yaklaştırıp dikkatle baktığınızda, fotoshop çalışmalarını görebiliyorsunuz.
    Bu konudaki yazılarımız devam edecektir.
    https://adanahaber.co/2017/09/19/duz...orisi-uzerine/
    Konu Mesut64 tarafından (20 Eylül 2017 Saat 12:08 ) değiştirilmiştir.

  2. Sponsor Reklam

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 5 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 5 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
Yukari Çik