Please enable / Bitte aktiviere JavaScript!
Veuillez activer / Por favor activa el Javascript![ ? ]
DMCA.com Protection Status

vavoo


NOTICE Notice: This is an old thread. It was started 2485 days ago, there may be recent replies. Consider making a new thread before posting.
Toplam 839 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 20 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Dünya düzmü yuvarlakmi?

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1
    Tecrübeli Üye Mesut64 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    26 Mayıs 2015
    Nereden
    Fani Dünya
    Mesajlar
    1,023
    Ettiği Teşekkür
    486
    552 mesaja 3,594 teşekkür aldı
    Hikaye yi yazayim o zaman;
    Aşağıdaki hikaye 1997-2000 yılları arasında Antartika'da (Güney Kutbu) orduda görev yapmış olan helikopter teknisyeni Jeff Posey tarafından
    Ben İsa'ya hiçbir zaman inanmadım ve kilise olaylarına hiç girmedim. Ama birazdan anlatacağım şeyler sanırım bahsettiğiniz konularla ilgili.
    Bunları yaşadığım zamanlar buna bir anlam veremiyordum. Bu konuda bir şeyler araştırmaya başlayınca bu grubu buldum ve sanırım bahsedeceğim şeyler sizin konunuzla alakalı.
    1997 ile 2000 yılları arasında ordudaydım. Antartika'daki McMurdo İstasyonu'na gönderilmiştim. Ben helikopter teknisyeni ve ekip şefiydim.
    Bazen gönüllü katılınan turlar olur ve oradaki helikopterler üzerinde çalışmak için kontenjan açılır.
    Uçuş araçlarının bakım ve buz çözme işleri olmadığında araştırma istasyonundaki bilimcilerle takılma fırsatımız oluyordu.
    McMurdo'ya bağlı askeri birlik çok küçüktü. Bu yüzden kendi ayrı tesisimiz yoktu. Bir kantin ya da sinema/TV salonumuz yoktu.
    Bir kilise ya da ibadethanemiz de yoktu. Kendi ayrı mesajlaşma/eposta odamız da olmadığından bilimciler ve araştırmacılarla aynı tesisleri paylaşıyorduk.
    Bu yüzden zaman içinde diğerleriyle arkadaş oldum.
    İki farklı tür buz üzerinde çalıştıklarını öğrendim. Biri hepimizin bildiği normal buzdu. Delikler açarak numunelik buzlar topluyorlardı. Bildiğimiz buz gibi, bunlar ya saydam ya da beyaz oluyorlardı ve eğer ısınırsa sıvı halde suya dönüşüyordu.
    Tüm Antartika bölgesi bu buzla kaplıydı. Ama bu onların asıl ilgilendiği buz değildi. Aslında Onları normal buzla ilgilenirken gördüğüm tek zaman National Geographic'ten film ekibi geldiği zamandı.
    Bilimciler geri kalan tüm zamanı gök buzu dedikleri bir şeyi araştırmaya harcıyorlardı.Bu madde tümüyle farklı bir şeydi.
    İstasyonun laboratuvarlı kısımlarına girmemize asla izin yoktu. Laboratuvarların süper-temiz tutulması gerekiyordu ve içeri fazla insan girmesinin Onların işlerini riske edebileceği söyleniyordu.
    Ama bir defasında arkadaş olduğum araştırmacılardan bir tanesi bana bir parça gök buzu gösterdi. Öyle soğuktu ki ona çıplak ellerinizle dokunamıyordunuz.
    Normal buz gibi şeffaf ya da beyaz da değildi. Som maviydi. Bu yüzden ona gök buzu dediklerini, çünkü gökyüzüyle aynı mavi tonda olduğunu söyledi.
    Onu tutmak için kalın ve ağır özel eldivenlerden kullanmanız gerekiyordu. Eğer dokunsanız, anında cildinizi donduracak kadar soğuktu.
    Arkadaşın tam kaç derece dediğini hatırlamıyorum ancak sıfırın altında birkaç yüz dereceydi. Dışardaki bildiğimiz buzdan bir hayli soğuktu.
    Onu termosu andıran metal bir şişede taşıması gerekiyordu. Bir müddet küçük bir parçasıyla oynamama izin verdi. Aynı boyuttaki bir buzdan daha hafifti.
    Hatta öyle hafifti ki, sanki onu havaya fırlatsanız hafifçe süzülerek geri düşecekti. Ama bunu denemedim. Bükmeye çalıştığımda hafif esnek olduğunu farkettim.
    Buz gibi kırılmıyordu ve küçücük bir parçasından dahi arkasını göremiyordunuz.
    Şimdi ise gerçekten çok tuhaf olan kısmı başlıyor. Bu buz eriyip suya dönüşmüyordu. O ısındıkça ;ki bunu içerde denedik büzüşüyordu.
    Ellerim arasında gittikçe küçülüyor ama eldivenimi ıslatmıyordu. Yere damlayan bir su da yoktu. Madde doğrudan havaya karışıyor ve buharlaşıyordu.
    İşte bu yüzden bu buzu Antartika'da incelediklerini söyledi. Onu, üzerinde çalışmak üzere alıp Amerika'ya götüremiyordunuz çünkü yol boyunca onu
    bu kadar soğuk tutmak mümkün değildi. Doğrudan havaya karışıyordu ve Amerika'ya kadar elde hiçbir şey kalmıyordu. Rusların da aynı sorunla karşılaştığını
    ve buzu başka bir yere götüremediklerini söyledi. Neden araştırmaları burada yaptıklarının açıklaması buymuş.
    Buzu yaklaşık 15 dakika tuttuktan sonra elde avuçta hiçbir şey kalmamıştı ve eldivenim tamamen kuruydu.
    Daha önce hiç böyle bir şey görmedim. Bu gerçekten alışılmışın dışındaydı çünkü bilimsel konulara her zaman ilgili duymuştum. Hatta bu benim
    buraya seçilmemdeki sebep olabilir diye de düşündüm çünkü mülakatların çoğu bilime olan ilgimiz ya da inançlarımız üzerineydi. Bu yüzden daha
    önce hiç duymadığım bir şey görmek büyüleyiciydi.
    McMurdo istasyonunda bulunduğum süre boyunca insanların <b>"duvar"</b> dedikleri özel bir yerden bahsettiklerini duydum.
    Antartika boyunca buzdan duvarlar ve dağlar görmek son derece alışıldık ve olağan bir şeydi. Tüm bölge buzdan ibaretti. Ama bu normal,
    bildiğimiz, şeffaf ya da beyaz buzdu. Bu yüzden arkadaşa gök buzunu nereden bulduklarını sordum. O da bana "duvardan" dedi.

    Nasıl tarif ettiğini kelimesi kelimesine hatırlamıyorum ama Antartika'da gök buzundan devasa bir duvar varmış. Bu duvar kıyıdan yüzlerce
    kilometre içerdeymiş. Ben burayı hiç göremedim çünkü McMurdo'da yerleşik olarak görevliydim. Bu yüzden içerilere gidilen seferlere katılmam
    da mümkün olmadı. Arkadaşın söylediğine göre bu duvar dünyanın en büyük doğal yapısıydı.
    Demesine göre 1960'larda Amerikan Ordusu bu duvarın içine bir tünel açma planı yaptı ancak böylesi süper-soğuk materyalle başa çıkacak bir makinaları yoktu.
    Sonrasında Grönland'da buzdan tüneller inşa ederek süper-soğuk ortamda çalışabilecek yeni tünel kazıcı makinaları geliştirdiler. Grönland'da yaptıkları bu çalışma
    sadece bir alıştırmaydı. Tünel kazıcıyı belli bir derece geliştirdikten sonra da onu Antartika'daki duvara getirmişler.
    Arkadaşımın dediğine göre makine bir tünel açmış. Tam hatırlamıyorum ama 10-15 km kadar duvarın içine girmişler ancak hiç duvarın öbür tarafına ulaşamamışlar.
    Halen de duvarın kalınlığı hakkında hiçbir fikirleri yokmuş.
    Bu kısmı iyi hatırlamıyorum ama daha önce söylediği bir başka detay daha vardı. Açılan tünelin zemini 2-3 km'ye kadar yekpare kayaymış ancak 2-3 km sonra her şey tümüyle gök buzundan ibaretmiş.
    Duvar kendini bir şekilde yeniden oluşturuyormuş ve bir sene gibi bir süre sonra tünel kendiliğinden daralmış ve yok olmaya başlamış. Tünel kazıcıyı bile çıkaramamış ve içerde bırakmak zorunda kalmışlar.
    Birkaç 10 yıl geçtikten sonra ise tünel tamamiyle yokolmuş ve yekpare duvara dönüşmüş.
    Söylemine göre şu an bilimciler duvarın kalınlığını tahmin edebilecekleri bir teknoloji geliştirmeye çalışıyorlar. Duvarın boylu boyunca çeşitli yerlere deprem sensörleri koymayı
    denediklerini, böylece depremle gelecek sinyal sürelerini değerlendirerek duvarın kalınlığını okumaya çalışacaklarını anlatıyordu ama bu noktadan sonrasını hiç hatırlamıyorum.
    Döndüğüm zamanlarda bunların hiçbiri üzerinde düşünmedim. Bunlar gerçekten çok tuhaftı ama o zamanlar bu bilgilerin önemini ya da bunları kafamda nereye koyacağımı anlayamıyordum.
    Ama birkaç hafta önce Antartika'yı bir duvar gibi ifade eden, ve tüm dünyayı çepeçevre saran çılgınca bir dünya haritası buldum. Bu bir düz dünya haritasiydi.
    O zamandan beri gök buzu ve bu duvar hakkında bir şeyler öğrenmeye, araştırmaya çok çalıştım, ancak hiçbir şey bulamadım. Şimdi bunlar arasında (düz dünya teorisini kastediyor)
    bir bağlantı olabilir mi onu merak ediyorum. İşte bu grubu da (bu hikayeyi anlattığı düz dünya Facebook grubunu
    kastediyor) böyle buldum. Umarım hikayem bir şeyleri açıklığa kavuşturmada birilerine yardımcı olur.
    Not: Özür dilerim oradaki eksi birkac yüz aklimda 600 olarak kalmis bu hikayeyi okuyali cok olmustu.
    Konu Mesut64 tarafından (03 Ağustos 2017 Saat 21:40 ) değiştirilmiştir.

  2. Sponsor Reklam
  3. #2
    Yeni Üye tijger1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    27 Temmuz 2017
    Mesajlar
    16
    Ettiği Teşekkür
    9
    12 mesaja 28 teşekkür aldı
    Alıntı Mesut64 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Hikaye yi yazayim o zaman;
    Aşağıdaki hikaye 1997-2000 yılları arasında Antartika'da (Güney Kutbu) orduda görev yapmış olan helikopter teknisyeni Jeff Posey tarafından


    Not: Özür dilerim oradaki eksi birkac yüz aklimda 600 olarak kalmis bu hikayeyi okuyali cok olmustu.
    Kim bu adamda?? Ilk defa duyuyorum ismini..Bu adam bunu ruyasinda gormustur.. Belkide adamin deli raporu var..Her soylenen her hikayeye inanmamak gerekir..



    Kolay gelsin..
    Konu tijger1 tarafından (03 Ağustos 2017 Saat 22:59 ) değiştirilmiştir.

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 22 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 22 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
Yukari Çik