90 lı yıllarda dedem malatyanın çarşısında gezinirken, genç birisi yaklaşıyor, hal hatır derken,

almanyadan geldik, hanımı çocukları sizin oraya bıraktım, para bozduracak yer bulamadım,

günümüzde karşılığı neyse bana 50 lira verde, köye bilet alacam, sonra geri veririm.

Dedem parayı vermiş, sonra eve gitmiş, bakmış ebem evde yalnız,

akrabalar dan Isim neyse, onlar ne oldu demiş, gelen giden yok demiş, ebem.

Sonra iyice araştırmışlar, birtürlü dedemden parayı alanı bulamamışlar.

Aradan biraz zaman geçmiş, yine sokak ortasında birisi tüm akrabaların isimlerini, kimin nerede oturduğunu saymaya başlamış ve borç istemiş.

Rahmetli dedem o an, "hadi di gel de verme" demiş.

Yani diyeceğim çok çabuk kanıyoruz.