Please enable / Bitte aktiviere JavaScript!
Veuillez activer / Por favor activa el Javascript![ ? ]
DMCA.com Protection Status

vavoo


NOTICE Notice: This is an old thread. It was started 2121 days ago, there may be recent replies. Consider making a new thread before posting.
Sayfa 7 Toplam 8 Sayfadan BirinciBirinci 12345678 SonuncuSonuncu
Toplam 155 adet sonuctan sayfa basi 121 ile 140 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Dolar Yeniden Yükselişe Geçerken, Borsadaki Kayıplar Arttı

  1. #121
    Kicket Birbey 3.0 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19 Ocak 2018
    Nereden
    Republic of Beceriksizler
    Mesajlar
    3,013
    Ettiği Teşekkür
    557
    1,181 mesaja 2,278 teşekkür aldı
    7,44 TL şuanda.

    Aslında her gurbetci 500 Euro yollasak ve bunu Türkiyede bozdurmadan oradaki hesaba yatırsak bir nebze hızı kesilir dövizin.

    Ama bunun için Almanya'daki Ziraat bankası bir kampanya başlatması lazım.

    Doviz.com'da 7,61 TL oldu.
    Konu Memoli1976x tarafından (11 Ağustos 2018 Saat 18:35 ) değiştirilmiştir.

  2. 2 kişi Birbey 3.0 üyemize teşekkür etti:

  3. Sponsor Reklam
  4. #122
    Moderator hekimoglu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    05 Temmuz 2016
    Mesajlar
    957
    Ettiği Teşekkür
    132
    524 mesaja 1,103 teşekkür aldı
    Sikinti yok çözüm bulundu daha önce 3 kez denenen çözüm olmayan çağri yenilendi, ya tutarsa demiş Nasrettin Hoca, üzülerek söylüyorum ne yazikki artik umudumuz gölün maya tutmasina kaldi.

  5. 5 kişi hekimoglu üyemize teşekkür etti:

  6. #123
    Tecrübeli Üye akbaba - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04 Haziran 2015
    Nereden
    Frankfurt
    Mesajlar
    649
    Ettiği Teşekkür
    833
    261 mesaja 543 teşekkür aldı
    bir ay önce 5,5 olan euro 7,5 oldu gibi. nerdeyse yari yariya fakirlestik
    böyle birsey patagonyada olsa, hic olmazsa bir müdürü görevden alirlar, hic olmazsa bir kisi hata yapmis sayilir ve cezasini ceker.
    döviz firladigindan beri ayni türküyü dinliyoruz, fetöcüler,dis gücler, amerika, careside vatandas döviz bozdursun diyorlar.
    haberlere bakarsak dövizin yükselmesinde hükümetin hic sucu yok gibi gösteriyorlar,
    ülkem icin cok üzgünüm, dövizle borclananlara Allah yardim etsin.

    biraz önce alman haberlerinde gördüm, Erdogan diyorki, Wenn sie Dollar haben, dann haben wir unseren Gott
    Onların doları varsa bizim de Allah'ımız var diyor Baskanimiz Erdogan
    bu kafayla nereye gidecegimiz belli
    Konu akbaba tarafından (10 Ağustos 2018 Saat 19:36 ) değiştirilmiştir.


  7. #124
    Moderator atsiz77 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    25 Mayıs 2015
    Nereden
    Ne Mutlu TÜRKÜM Diyene
    Mesajlar
    1,065
    Ettiği Teşekkür
    1,298
    524 mesaja 1,152 teşekkür aldı
    Direksiyonda Albayrak gibi bir Ekonomi Bakanı varken Dövizin bu hal alması normal. Bugünkü konuşmasını dinleyen oldumu tamamen rezalet koca insanlar Türkiye’nin önde zenginleri karşısında izliyorlar ve sonunda hiç birşey anlamadıkları halde Alkışlıyorlar.

    Vah güzel Ülkem vah.

  8. 11 kişi atsiz77 üyemize teşekkür etti:

  9. #125
    Yeni Üye
    Üyelik tarihi
    16 Eylül 2016
    Mesajlar
    8
    Ettiği Teşekkür
    9
    2 mesaja 4 teşekkür aldı
    Türk lirasi vardi bankada, %100 den fazlasi gitti.. insallah boyle kalir...

  10. #126
    Tecrübeli Üye
    Üyelik tarihi
    15 Kasım 2015
    Mesajlar
    3,428
    Ettiği Teşekkür
    1,671
    1,628 mesaja 3,337 teşekkür aldı
    Neo-liberalizm eski tip emperyalist sömürü düzenlerine (Moğol, İspanyol, Fransız, İngiliz ve Batı) göre esnek; başka bir ifadeyle duruma göre muamele yapıyor. Eğer söz konusu olan Fransa gibi gelişmiş bir ülkeyse; o ülke vatandaşlarının yalnızca emekleri sömürülüyor ve devlet bütçesi iş insanlarına teşvik adı altında yağmalanıyor. Geri kalmış bir ülkeyseniz üstteki sömürüye ek olarak gerektiğinde işgale de uğrayabiliyorsunuz. Tıpkı ABD’nin Irak ve Afganistan’ı ya da Rusya’nın Kırım ve Güney Osetya’yı işgali etmesi gibi. Gazete manşetlerinde ise okuduğumuz sahte bahanelerse ya demokrasi getirmek ya da ulusal güvenliği sağlamak..
    Türkiye bu iki ucun neresinde? Türkiye, kendi ekonomik grubundaki diğer ülkeler gibi ara grupta yer alıyor. Bu da şu anlama geliyor: Tıpkı gelişmiş ülke halkları gibi emek sömürüsüne sonuna kadar maruz kalıyorsunuz (iş cinayetleri, uzayan mesai saatleri, iş yerinde kötü muamele) ve devlet bütçeniz yağmalanıyor (yabancı yatırımcıya tanınan teşvikler, Hazine garantili özel sektör yatırımları). Diğer taraftan zayıf ülkelerdeki işgal senaryolarından muafsınız. Ülkenizde askeri darbe (Türkiye), finansal yaptırımlar (Rusya) ya da ticari ambargolar (İran) yaşanabiliyor; fakat asla işgal söz konusu olmuyor. Bu da mevcut durumda neo-liberalizmin sizden istediğini zaten almasından ve işgalin çok maliyetli bazen de imkânsız olmasından kaynaklanıyor...
    İşgal edilemeyecek güçteki ülkelere finansal serbestleşme adı altında sıcak para sızar. Seçim kaygısı yaşayan iktidarlar; kalkınmacı ve yandaş beslemeyen uzun vadeli yatırımlar yerine, sıcak para ile büyüme yolunu tercih ederler. Diğer taraftan gelir grubu yüksek olmayan vatandaşsa genç-yaşlı, kadın-erkek fark etmeden televizyon ve internette gördükleri vasıtasıyla tüketim toplumunun esiri haline gelir. Ülkenin yaşayacağı dış borca dayalı büyümenin ve krediye bağlı tüketimin temelleri atılır...
    1930’ların dünyasında kapitalizm muhtemelen komünizm korkusuyla vahşetini biraz daha maskelemiş; ödenemeyen borçlara karşılık işgal ve el koyma yerine siyasi tavizler talep etmekteydi. Atatürk’ün dış borçlanmaya dayanan bir sistem yerine; Osmanlı’dan miras kalan borçları ödemeyi ihmal etmeyen iktisadi tercihinin arkasında “borç alan, emir alır” gerçeği bulunmaktadır. Peki içinde yaşadığımız 1980 sonrası dünya düzeninde ödenemeyen borçlara karşılık ne yapılıyor?
    Bunun cevabı borcu verenin kim olduğunda saklı. Türkiye’nin borcu dış devletlere değil; yurt dışı bireysel ve kurumsal yatırımcılara. Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası gibi göreli bağımsız vaziyetteki devletler üstü kuruluşlara olan borç miktarı rahatlıkla ihmal edilebilir düzeyde. Türkiye’nin başka bir devletten aldığı siyasi bir kredisi yok; hatta IMF’den bile yok. Türkiye’nin dış borcunun neredeyse tamamı yabancı yatırımcılar tarafından finanse ediliyor. Buna yatırım fonları, emeklilik fonları, bankalar, hedge fonlar, büyük servete sahip bireyler dahil. Bu kişi ve kurumlar büyük ölçüde Batılı veya Körfez ülkelerinde olduğu gibi fonları Batılılarca yönetilmekte. Özetle borcumuz Batı’daki veya Batı etkisi altındaki finansal kurumlara...

    Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı finansal yaptırımlar ülkenin ani duruş benzeri büyük bir darbe yemesine neden olmuştu. Çünkü Batı’nın Rusya’ya karşı en büyük gücü askeri değil; finansal sermayesi ve kapitalizmin kurallarını koyabilmesiydi...
    Peki ya ABD’ye karşı elimizde ne var? İncirlik ve benzeri ABD/ NATO üsleri ile Rusya/ Çin eksenine yakınlaşma. Kısacası ABD’nin bizi ani duruşa itmemesi için elimizdeki tek koz dünya politik ekseni Asya’ya kaydıkça zayıflayan ancak hâlâ önem arz eden jeopolitik gücümüz.-----
    _____
    neo-liberalizm böyledir; bizler olayların devletler arasında gerçekleştiğini sansak da perde arkasından süreci yönetir ve cebinizi boşaltmak pahasına servetine servet katarak bir sonraki avına doğru yönelir. Finansal serbestleşme ile içeri sızar, tüm bünyeyi sarabilmek için ilk günlerdeki düşük faiz/kur ikilisiyle hayali refaha neden olur ve nihayetinde tüm ülkeyi kendisine teslim edecek halde çökertecek bir Erdoğan’ı mutlaka bulur. Bizler de tüm yaşananların ABD ile Türkiye arasında olduğuna inanır; cebimizden uçup giden paralar ile milliyetçiliğimiz arasındaki ikilemlerde kayboluruz.Unutmayalım ki hükumetler devleti iyi yönettikleri, devletler ise kayıtsız şartsız vatandaşına hizmet ettikleri müddetçe savunulabilir...
    Bizler bu gerceklerden cok cok uzagiz ve sanal dunyada korlesmisiz!!
    Goruldugu uzre bati ve onun carklarini donduren kapitalizmden ayrilip doguya asyaya kaymak pek o kadar kolay degil..
    Idami getirmek pek o kadar kolay degil!!
    Bunun arkadinda neo liberalizm ve bizlere anlatilmayan gercekler sakli...
    Daglarda verdigimiz sehitlerimiz ve vatan savunmasina harcadigimiz maliyet dunyalari bulmusken,bizler hala kahramanlik ayaklarina yatip muttekiklikten bahsediyoruz. ..sömürücülügün ve sömürmüslükte nerelere gelmisiz gozumuzu acip bir bakalim gercekleri gorelim..elbette bunlar sadece turkiye ye mahsuz degil ama bizler en cok zarar gorenleriz..
    Toplumu ilahinin degil paranin kölesi yapmak bu olsa gerek...!

    Merkez Bankası yöneticilerinin ve ekonomi bürokratlarının daha akılcı davranması ve Türk ekonomisindeki “dolarizasyon “ eğilimi ortadan kaldıracak kararlar alması daha etkili olmaz mı? Örneğin hükümet tarafından; “yabancı para cinsinden yapılan kira sözleşmelerinde taraflar arasında anlaşmazlık yaşanması durumunda mahkemelerce davaya konu edilemeyeceği” yönünde karar alınsa bir daha hiç kimse “dolar” veya “Euro” üzerinden kiralama ve alım-satım sözleşmesi yapar mı?

    Böyle bir karar, Merkez Bankası yöneticilerinin mahalle kabadayıları gibi “dolar alanı asacağız, keseceğiz, gereken adımları atacağız” gibi altı üstü boş olan açıklamalarından daha etkili olmaz mı? Şimdi vatandaş çıkıp Merkez Bankası yetkililerine; “hadi lan erkeksen adım atıver de göreyim seni” dese ne yapacaklar? Tabi ki hiçbir şey yapamayacaklar. İşte “hiçbir şey yapamayacağını” bildikleri için dolar Türk lirası karşısında yükseldikçe yükseliyor.

    Demek ki ne yapmak gerekiyor; öncelikle “boş boş konuşmayacağız”, ikinci aşamada Türk ekonomisindeki yabancı para aşkını bitireceğiz, son aşamada ise orta ve uzun vadede üretimi ve ihracatı arttırmaya yönelik önlemler alacağız.

    Dinleyen dinler, dinlemeyene ise zaten bir şey olmuyor…

    Hayatlarında tek bir tane limon alıp satmamış kişilere Merkez Bankası başta olmak üzere koca koca kurumlar teslim edilirse olacağı budur…

    Turkuyenin basina corap ormek ve tarihlerini karalayip itibarlarini ekonomide tarihte sifirlama adina yapilan asirlarin itiraflari;
    Hicbirsey tesaduf degildir..
    -----
    EN ÖNEMLİSİ, TÜRKLER MEDENİYETİN BEŞİĞİDİR VE KÖKENLERİ SÜMERLERE KADAR DAYANIR

    turkiye bor madenleri bakımından dünyanın en zengin ülkesidir ve bu maden dünyada yakın bir gelecekte, petrolden bile daha önemli bir hale gelecek.
    en önemli olanı Türkler medeniyetin beşiğidir. Türkler, Milattan Önce 4.000’lerde Orta Asya’da yaşayan büyük bir felaketten sonra yaşadıkları yerleri terk edip, Mezopotamya’ya ve Rusya üzerinden Avrupa’ya gelen Aryanlar, yani dünyadaki en medeni olarak kabul ettiğimiz Ari Irk’tandırlar ve Avrupa’daki Finliler, Macarlar gibi bazı uluslar Türk kökenlidir. Ayrıca Anadolu’da büyük uygarlıklar kuran Hititler ve Asurlular’ın da Türk kökenli olma ihtimali yüksektir.

    Milattan Önce 3.500 yıllarında Mezopotamya’da yaşamış olan Sümerler ilk yazıyı bulan, toplumda adaleti sağlamak için ilk yasaları çıkaran ve mahkemeleri kuran, ilk para kullanan ve vergi toplaya, ilk okul açan ve tekerleği bulan ulustur: yani dünya medeniyetinin başlangıç noktasıdır ve soyları tarihçilerimizin araştırmalarına göre Türk kökenli insanlardır. Çünkü Sümerler o bölgenin yerli halkı değildirler; yani göçebedirler ve tarihçilerimizin araştırmalarına göre “kız” manasına gelen “kır” kelimesi, “öküz” manasına gelen “ökür” kelimesi gibi bugüne kadar çözülebilen 1000 civarında Sümerce kelime ve “Ayağını yere sıkı bas, Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır, Sel gibi silip süpürmek, Yağ gibi erimek” gibi yüzlerce atasözü bugün Türkçe’de kullanılmaktadır. Sümerlerin Ay Tanrısı’nın simgesi olan “Yarımay”, bugün Türk bayrağında kullanılmaktadır. Roma ve Yunan medeniyetleri Sümerlerden oldukça fazla faydalanmışlardır; mesela yapılarındaki süslemeleri ve Tanrıları Sümer tapınaklarından gelir.

    Fakat biz bunu örtbas etmek için, Milattan Önce 2.000 yıllarında, yani Sümerlerden 1.500 yıl sonra başlamış olmasına ve Yunan medeniyetini, dünyadaki ilk medeniyet olarak dünyaya tanıttık. Daha da ilginç olanı, Yunanlılardan önce Mısır Medeniyeti başlamıştır; ama onlar da ancak Sümerlerden 1000 sene sonra piramitlerini yapabilecek uygarlık düzeyine gelebilmişlerdir. Mayalar ve İknalar; Sümerlerden 2000 sene sonra ziguratlarını aynı biçimde yapmışlardır.

    MEDENİYETİN BEŞİĞİ OLARAK TÜRKLERİ KABUL EDEMEZDİK, BU MİRASA EL KOYMALIYDIK

    Medeniyetin beşiği olarak Türkleri kabul edemezdik; tam aksine binbir entrika ile bu kültür miraslarına el koyarak biz onları bütün dünyaya barbar, hak hukuk tanımayan bir toplum olarak tanıttık ve bunda da oldukça başarılı olduk. Sümer Kralları Urukagina ve Urnammu, çok tanrılı bir toplum kurarak, insanlar arasında adaleti sağlamak ve haksızlıkları önlemek için yasalar çıkararak, çağımız toplumlarına öncü olurlarken, bugün tek tanrılı bir toplum olan Türkiye’de bizim çalışmalarımız sonucu, fuhuş, rüşvet, hırsızlık, haksız kazanç ve gelir dağılımı aşırı düzeylerdir.

    Aslında insanlar tarih kitaplarını açıp okusalar, bütün gerçeği görecekler ama insanoğlu için duyduğuna inanmak yeterlidir, okumak çok zor gelir.
    Konu Memoli1976x tarafından (11 Ağustos 2018 Saat 18:37 ) değiştirilmiştir.

  11. 4 kişi webci üyemize teşekkür etti:

  12. #127
    Tecrübeli Üye Tigin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18 Haziran 2015
    Nereden
    Schwarzwald
    Mesajlar
    398
    Ettiği Teşekkür
    903
    171 mesaja 265 teşekkür aldı
    Selam

    @webci

    sagolasin konuya bu türlü katki sagladigin icin. Gercekten ilginc seyler, hic olmazsa bazi bilmediklerimi ögrettin ve biraz da olsa buranin hararetini dindirdin.

  13. Tigin üyemize teşekkür edenler:

  14. #128
    Tecrübeli Üye
    Üyelik tarihi
    15 Kasım 2015
    Mesajlar
    3,428
    Ettiği Teşekkür
    1,671
    1,628 mesaja 3,337 teşekkür aldı
    ABD'li Yahudi bankacı Rothschild....
    İşte Türkiye üzerinde oynanan kirli oyun!

    OSMANLI’YI YIKMAK ZOR OLMADI
    Sana tarihten örnekler vererek gücümüzü göstermek istiyorum; Birinci Dünya Savaşı, Avrupa’da bize karşı olan imparatorlukları dağıtmak ve en önemlisi Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalayarak Ortadoğu’daki petrol yataklarını ele geçirmek ve İsrail devletinin yolunu açmak için çıkarılmıştı. İsrail devletinin kurucusu sayılan Theodor Herlz, o zamanki Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’e giderek, bizim ailemizin desteğiyle Filistin topraklarını satın almak istedi. Fakat padişah bize karşı çıktı. Bizim için Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak çok zor olmadı. Çünkü padişahlar genellikle Türk kadınları yerine, fethettikleri ülkelerden köle olarak getirdikleri başka din ve ırklara mensup kadınlarla evleniyorlardı. Tabii Hürem Sultan gibi bu kadınlar zamanla ülke yönetiminde söz sahibi oldular ve kendileri gibi yabancı kökenli adamlarıyla bizim istediğimiz gibi, ülkeyi yıkıma götüren bir şekilde yönetmeye başladılar. Padişahlar ise devlet yönetiminin emin ellerde olduğu düşüncesiyle zevk ve sefaya dalmışlardı. Bu da Osmanlı’nın çöküş devrini başlattı. Mason örgütleri tarafından kışkırtılan insanların çıkardıkları isyanlarla topraklar kaybedilmeye başlandı. Hazine plansız harcamalarla tüketildi.
    Savaş sonunda hedefimize ulaşmamıza az kalmıştı; ama Atatürk adında bir lider ortaya çıkarak planlarımızı bir süreliğine ertelememize neden oldu. Tabii ki sonuçta bizim finans ve silah sanayi şirketlerimiz servetlerini onlarca kez katladılar. I. Dünya Savaşı sonunda Monarşizm tez olarak, Demokrasi antitez olarak, Komünizm’i yani sentezi oluşturdu.
    "TÜRKİYE’YE ADNAN MENDERES ZAMANINDA “MARSHALL YARDIMI” İLE EL ATTIK"

    Türkler de yıllar boyu komünizme karşı savaşmıştır. 1950’lerde ülke yönetimine bizim desteğimizle Adnan Menderes gelmişti. Aslında Menderes bizimle başta gayet güzel bir diyalog kurmuştu. Bizden seçimde aldığı destek karşılığında, Marshall yardımı adı altında devamlı borç alıyor ve ülkesinde yatırımlar yaparak sanayi yapısını geliştiriyordu. Fakat o kadar plansız ve programsız harcama yapıyordu ki; ödeme günleri geldiğinde bizden, borç ödemek için tekrar tekrar borç istemeye başladı. Biz de kendisinden ülkesini yabancı sermayeye açmasını ve bizim şirketlerimize özel imtiyazlar tanımasını, diğer bir deyişle Osmanlı İmparatorluğu’na dayatılan kapitülasyonlar benzeri şeyler talep ettik. Menderes bize bunu hiçbir zaman kabul etmeyeceğini söyledi ve bizden uzaklaşamaya başladı. Ülke insanı ilk defa asfalt yollarla tanışıyor, fabrikalar arka arkaya dikiliyordu. Ülkenin çoğunluğu Müslüman olduğu için ülkenin her yerine camiler yaptırıyordu. Menderes bu şartlarda iktidardaki yerini uzunca bir süre için sağlamlaştırdığını zannediyordu. Bir darbe ile bu işe bir son verildi ve sonunun öyle bitmesini istemediğimiz halde, çalışma arkadaşlarıyla beraber idam edildi. Sadece CELAL BAYAR kurtuldu, çünkü bir MASONDU ve yakın arkadaşı Papa Roncalli ya da diğer adıyla 23. John, Vatikan’ın baskısıyla onu idamdan kurtardı.

    "1980 DARBESİ BİZİM İSTEKLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA YAPILDI"

    Aynı ülkede gerçekleşen 1980 darbesi de bizim isteklerimiz doğrultusunda yapıldı. O zamanlar ülkede bir solcular, bir sağcılar iktidara geliyor ve bizim isteklerimiz doğrultusunda ülke ekonomisini yönlendiriyorlardı. Fakat Amerika ve Avrupa’da gelişmiş ülkelerin piyasaları doyuma ulaşmışlar ve biz yeteri kadar mal satamaz olmuştuk. Bunun üzerine diğer az gelişmiş ülkelere uyguladığımız planı onları da uygulamak istedik ve serbest piyasa ekonomisine geçmelerini ve ithalatın serbest bırakılmasını talep ettik. Bu istediğimizi kabul etmiş görünüyorlar, fakat işi uzatıyorlardı.

    BİNLERCE TÜRK GENCİ UYDURMA İDEOJİLER UĞRUNA CAN VERDİ

    En sonunda bu ikilem yine bildiğimiz yollarla, Ordo Ab Chaos ile çözüldü. Yani önce kaos, sonra düzen. Provokatörlerimiz aracılığıyla sağ ve sol ideoloji kavgaları başlatıldı. Aslında başında onay vermiş gibi göründüğümüz Kıbrıs Savaşı’ndan sonra ülkeye uygulanan ambargo sayesinde halk canından bezmiş, ülkede yağ ve tuz bile bulunamaz olmuştu. Karaborsacılar zenginleşirken halk iyice sefalete düşmüştü. Ülkeye gönderilen provokatörlerimiz için bu halkı kışkırtmak hiç zor olmadı. Ülke halkı sağcı ve solcu olarak iyiye bölündü ve çatışmaya başladılar. Olaylar öyle bir dereceye geldi ki, hergün elli-altmış kişi sokak çatışmalarında ölmeye başlamıştı. Bütün ülke terör korkusu altında eziliyordu. İnsanlar akşamları sokağa çıkamaz olmuştu. Her an bir serseri kurşuna hedef olmak vardı. Binlerce Türk genci uydurma ideolojiler uğruna can vermişti. Hükümetler birbiri arkasına iktidara geliyor fakat olayları önleyemiyorlardı. Sonra darbe geldi ve bütün olaylar bıçak gibi kesiliverdi. Zavallı ülke halkı bu sözde başarıyı darbenin bir neticesi olarak gördüler. Çünkü nihayet terörizm sona ermiş, ülkeye huzur gelmişti. Aslında provokatörlerin görevi bitmiş, sahneden çekilmişlerdi. Burada oynanan oyun, halkı umutsuz ve çaresiz bir duruma düşürmek ve onlara bir “kurtarıcı” sunmaktır; ondan sonra bu kurtarıcı ne yaparsan yapsın hemen kabullenecektir.

    ÖZAL, İSTEKLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA KAPILARI SONUNA KADAR AÇTI

    Askeri hükümet bir süre devlet yöneticiliği yaptı ve bizim belirlediğimiz bir kişiye yönetimi devretti. Bu Turgut Özal’dı. Özal, tam da bizim isteklerimiz doğrultusunda ülkenin kapılarını bize sonuna kadar açtı. Bizim şirketlerimiz bu bakir piyasaya kurtlar gibi saldırdılar. İlk önceleri fiyatları çok düşük tutarak yerli sanayinin rekabet gücünü düşürdüler. Ülke artık Amerikan ve Avrupa yapımı mallarla dolmuştu. Sanayi şirketlerimiz stoklarını eritirken finans şirketlerimiz de ülkeyi artan ithalatı karşılayabilmeleri için yüksek faizlerle borç yatağına sürüklüyorlardı. Böylece, gelişmekte olan ülkeler olarak adlandırdığımız bu ülkelerin hemen hemen hepsinde uygulanan ve 80’li yıllarda başlatılan bu proje ile, bütün ülkeler, hem bizlerden aldıkları mallarla sanayi şirketlerimizi zenginleştirmeye devam ediyorlar, hem de bu malların karşılığı olan ödemelerini yapabilmek için bizim finans şirketlerimizden aldıkları yüksek faizli kredilerle, her sene artan bir borç batağına sürükleniyorlar.

    TÜRKİYE’DE PARA İTİBAR GÖRDÜ; ARKADAŞ, DOST, AİLE GİBİ KAVRAMLAR UNUTULDU

    Bu arada, Özal bütün bunların yapılabilmesi için gereken kanunları yavaş yavaş çıkarmıştı. Bu ülke vahşi kapitalist sistemle o kadar çabuk uyum sağladı ki, bizim bile düşünemediğimiz hayali ihracat gibi vurgun yöntemleri keşfettiler. İnsanlar artık en kısa ve en kolay yönden servet yapmanın peşine düştüler. Rüşvet, devlet bankalarının çeşitli entrikalarla soyulmaları, banker skandalları birkaç örnek. Arkadaş, dost, aile gibi kavramlar unutuldu ve sadece parası olanlar itibar görmeye başladı. Bu arada, yerli sanayi can çekişiyor, küçük işletmelerden başlayarak yavaş yavaş büyük işletmelere doğru bir iflas dalgası yayılıyordu. Devlet işletmeleri ise bizim istediğimiz yöneticilerin atanmaları sağlanarak zarar ettiriliyordu. Sonunda bu işletmeler ya kapatılıyor ya da özelleştirme hikayesiyle, ucuz fiyatlarla şirketlerimiz tarafından ele geçiriliyordu.

    “KÜRT DEVLETİ PROJESİNİ” HAYATA GEÇİRMEK İÇİN ÖNCE ÖRGÜT YARATTIK

    Beyni yıkandığı için temiz hayallerle işe başlayan Özal, sonunda bu sistemin gerçeklerini görerek kendisini de kapitalizmin çarklarına kaptırdı. Ailesini ve yakın çevresini zengin etmeye başladı. Öyle bir duruma geldiler ki Özal’ın çevresinde prens ve prensesler ortaya çıkmaya başlamış, biz ülke monarşizme dönüyor diyerek kaygılanmaya başlamıştık. Aslında tam bir komedi oynanıyormuş. Her neyse, ülke insanının tepkisini ölçmek için kendisinden Kürt devleti fikirlerinden bahsetmesini istedik. Fakat bu düşünceler kendisine pahalıya maloldu. Biz de Kürt devleti projemizi hayata geçirmek için PKK denilen bir örgüt yaratıldı. Bu örgütle uğraşmak ülke ekonomisine çok büyük zarar verdi ve şu anda koskoca Osmanlı İmparatorluğu’ndan geriye kalan bir avuç toprakta varlığını sürdüren Türkiye, bizim hiçbir istediğimiz geri çevirecek durumda değil. Sanırım yakın gelecekte topraklarından biraz daha, bir süre sonra da bizim için hala geçerli olan Sevr Antlaşması uyarınca hemen hemen tamamından fedakarlık etmek zorunda kalacak.

    TÜRKİYE BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ… SU KAYNAKLARININ ÖNEMLİ BİR KISMI BURADA

    Türkiye hakkında biraz daha durmak istiyorum; çünkü dünyadaki en stratejik konumdaki ülkedir ve bizim için çok önemlidir. Nedenlerine gelince:

    Bir kere Büyük İsrail Devleti topraklarının su kaynaklarının önemli bir kısmı şu anda Türkiye’ye aittir.

    İkincisi, Müslüman ve demokratik bir ülke olarak bu konuda öncü bir ülkedir. İslamiyeti yıkmak istiyorsak önce Türkiye’den başlamalıyız.

    Üçüncüsü, Avrupa ve Asya arasında bir köprü durumdadır.

    Maden, petrol, doğalgaz gibi zengin yer altı kaynaklarına sahip Ortadoğu ve Kafkasya’ya hakim olmak istiyorsak bu ülke elimizin içinde olmalıdır. Ortadoğu hemen hemen elimizde sayılır. Kafkasya ve Orta Asya’daki diğer Türk devletleri de yakında darbelerle kargaşaya boğulacaklar ve avucumuzun içine düşecekler. Bu Türkler aslında birleşip bir araya gelseler karşılarında hiçbir güç duramaz. Bu yüzden böyle bir olasılığa karşı, ajanlarımız her an tetikte bekliyorlar. Türk devletlerinde kilit mevkilerdeki adamlarımız, aralarında en ufak bir yakınlaşma sezdiklerinde hemen istikrarı bozacak olaylar ve darbelerle bunu önlüyorlar.

    HİTLER, BİZİM TARAFIMIZDAN GETİRİLDİ, ÇÜNKÜ BURADAKİ YAHUDİLER İSRAİL DEVLETİNİ KURMAYA YARDIMCI OLMADILAR

    İkinci Dünya Savaşı’nın asıl sebebi şu an olduğu gibi dünyada başlayan ekonomik krizlerdi; diğer bir önemli neden ise Diaspora’nın yani kutsal topraklar dışında yaşayan Yahudilerin, yeni İsrail devletini kurmaya yardımcı olmamaları ve bu ülkeye dönmeyi kabul etmemeleriydi. Hitler’in bulunduğu mevkiye gelmesi ve Alman ulusunu büyülemesi, yine bizim tarafımızdan aldığı mali yardımlar sayesinde olmuştur. Harriman, Guaranty tröstü gibi Amerikan finans devleri, Alman çelik kralı Thyssen’ın mali yardımları ve Thule Örgütü’nün desteğiyle Hitler, dünya savaşı başlatacak güce erişiyordu. Bu iş için Hitler seçilmişti; çünkü Yahudilerden nefret ediyordu. Sebebi ise, babaannesi o zamanlar zengin bir Yahudinin yanında hizmetçi olarak çalışıyordu ve babaannesi bu Yahudi patronu tarafından hamile bırakılmış, durumdan haberdar olan evin hanımı tarafından evden kovulmuştu. Babaanne kucağında bir bebek ile, yani Hitler’in babasıyla, başka bir iş bulamayınca koyu Katolik olan baba evine geri dönmüştü. Hitler zamanla bu gerçeği öğrenmiş, Yahudilere kin duymaya başlamıştı. İsrail topraklarına dönmemekte ısrar eden Yahudileri korkutmak amacıyla birkaç katliama izin verildi ve söylenenden çok daha az kişinin öldüğü bu katliamlar kullanılarak sözde milyonların yok edildiği Yahudi katliamı senaryoları üretildi. Şimdi aynı katliam senaryosu Ermeni Soykırımı adı altında Türklere uygulanmaktadır. Bu saçma soykırım masalı Türklere yüklenecek ve böylece Türkiye yüz milyarlarca dolar tazminat ödemek zorunda kalacak. Bu da Türk ekonomisi için büyük bir darbe olacaktır.

    Bugun gecmisteki gercekleri gormeyip okumayip bilmeyip dostu dusmani tanimassak bu tur ekonomi oyunlarida taniyamayiz..
    Konu webci tarafından (11 Ağustos 2018 Saat 13:32 ) değiştirilmiştir.

  15. 5 kişi webci üyemize teşekkür etti:

  16. #129
    Tecrübeli Üye Tigin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    18 Haziran 2015
    Nereden
    Schwarzwald
    Mesajlar
    398
    Ettiği Teşekkür
    903
    171 mesaja 265 teşekkür aldı
    ve bazi yerlerde de bilipte unuttuklarimi hatirlattin...

    AKIL BU DURUP UNUTUR...

  17. Tigin üyemize teşekkür edenler:

  18. #130
    Tecrübeli Üye
    Üyelik tarihi
    15 Kasım 2015
    Mesajlar
    3,428
    Ettiği Teşekkür
    1,671
    1,628 mesaja 3,337 teşekkür aldı
    Alıntı Tigin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ve bazi yerlerde de bilipte unuttuklarimi hatirlattin...

    AKIL BU DURUP UNUTUR...
    Eyvallah kardesim..
    Daha oncede yazmistim ama kaciranlar olmustur..
    Saygilar

  19. webci üyemize teşekkür edenler:

  20. #131
    Kicket Birbey 3.0 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19 Ocak 2018
    Nereden
    Republic of Beceriksizler
    Mesajlar
    3,013
    Ettiği Teşekkür
    557
    1,181 mesaja 2,278 teşekkür aldı
    Kulüplerimizinde isi cok zoraldi. Bilet parasi TL geliyor, ancak oyuncu paralari Euro ve Dolar.

  21. #132
    Tecrübeli Üye
    Üyelik tarihi
    25 Haziran 2015
    Nereden
    Dortmund
    Mesajlar
    877
    Ettiği Teşekkür
    76
    203 mesaja 330 teşekkür aldı
    Bu bizlere ne gösteriyor aslinda Türk halki cok cahil ve yönlendirilmesi cok basit

  22. 5 kişi moralist üyemize teşekkür etti:

  23. #133
    Tecrübeli Üye akbaba - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04 Haziran 2015
    Nereden
    Frankfurt
    Mesajlar
    649
    Ettiği Teşekkür
    833
    261 mesaja 543 teşekkür aldı
    50 yas üstü gurbetcilerin cogunun hayali biran önce Türkiye'ye dönmek.
    kari-koca Türkiye'den emekli oluruz, birazda almanyadan para gelir, iyi-kötü idare ederiz diye cogumuz düsünmüstür.
    Türkiye emeklisi kisi basi yaklasik 400€ sayardik, kari-koca 800€ gelir sayardik, fena para degil.
    son döviz artisiyla, 1750TL alsaniz,simdilik yaklasik 230€ yapiyor, kari-koca 450€. buna güvenipde kimse almanyayi birakmaz artik.
    döviz artisiniyla, emekli maaslarida iyice eridi, gurbetciler hesaplarini birdaha yapmalilar

  24. 2 kişi akbaba üyemize teşekkür etti:

  25. #134
    Kicket Birbey 3.0 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19 Ocak 2018
    Nereden
    Republic of Beceriksizler
    Mesajlar
    3,013
    Ettiği Teşekkür
    557
    1,181 mesaja 2,278 teşekkür aldı
    Hesap yapa yapa ömrürleri geçti zaten.

    Elli senedir bi ekonomiye ayarlayamadık gittik.

  26. 5 kişi Birbey 3.0 üyemize teşekkür etti:

  27. #135
    Moderator mxm - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28 Mayıs 2015
    Mesajlar
    3,352
    Ettiği Teşekkür
    1,736
    2,398 mesaja 6,439 teşekkür aldı
    Alıntı akbaba Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Türkiye emeklisi kisi basi yaklasik 400€ sayardik
    Emekliye Alman devleti bile, ekonomisi o kadar güclü oldugu halde normal bir maas ödeyemiyor, Türkiye niye ödesin? Bu emeklilik olayina ben sahsen basindan beri karsiydim, devleti soymak anlamina gelen bir sistemdi. Simdi ise her sey aslina dönüyor, hazir parayla refah satma olayi bitti, gerceklerle basbasa kalindi. Bunlar henüz iyi günlerimiz, devletin iflas etme ihtimali dahi cok yüksek.

    AVM lerin büyüsüne kapilanlar zannettiler ki oralarda Türk mallari satilacak, her sey süper olacak. AVM ler lüks ithalat mallari satan yerler ve ülkeye hic bir yararlari yok ama millet görmemis gibi oralarda gidip alis veris yapiyor. Yapin yapin, kredi kartinizin limiti bitene, borcunuzu ödeyemeyene kadar devam edin. Biz Almanya´da iyi bir gelire sahip oldugumuz halde o tür yerlere hergün gidip gezemiyoruz, zaten calismaktan zaman da yok.

  28. 5 kişi mxm üyemize teşekkür etti:

  29. #136
    Kicket Birbey 3.0 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19 Ocak 2018
    Nereden
    Republic of Beceriksizler
    Mesajlar
    3,013
    Ettiği Teşekkür
    557
    1,181 mesaja 2,278 teşekkür aldı
    Ülekeye yararı var. İş sahası ve KDVlerini düzgün ödüyorlar. Bizim tuhafiyeciler gibi fatura kesmeme yapmıyorlar.

  30. #137
    Moderator mxm - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28 Mayıs 2015
    Mesajlar
    3,352
    Ettiği Teşekkür
    1,736
    2,398 mesaja 6,439 teşekkür aldı
    KDV o an icin tatli gelebilir ama mallar yurtdisindan geldigi sürece uzun vadede hazine tamtakir olur. Oldu da zaten, bu yasananlar tesadüf degil, tüketime yönlendirilen halkin yarattigi bir durum. Sen Türk mali satin almazsan o Türk firmasi da asla kendini gelistiremez, fabrika üstüne fabrika acamaz. Bizim en büyük sorunumuz bu, gerisi fasa fiso.
    Italyanlara bakiyorum, cogu berbat bir marka oldugu halde Fiat sürüyor, milliyetcilik tam olarak budur, masal okumakla milliyetci olunmaz.

    Sene 1980-85 civarlari olmaliydi tam hatirlamiyorum. Ülkemizde MC Donaldslar acilmaya basladi. Oturdugum Istanbul/Kadiköy bölgesinde de bir tane acilmisti, karsisinda ise senelerin ünlü bir börekcisi vardi, tadina doyamazdin. Sonralari, hep dolu olan börekciye gittigimizde bos oldugunu görünce cok üzülmüstük. Dükkan sahibi karsi tarafi gösterdi ve "Müsterilerimizin cogu aha orada" demisti. Kalbe saplanan bicak iste böyle bir sey. Halkimiz maalesef bati hayranligina ve batinin malinin illa ki daha iyi olduguna inandirilmis durumda. Milliyetilik sadece lafta var, bu bilinc bizimkilerde zerre kadar yok. Börekci tabii ki sadece bir örnek, bunun balikcisi da var, tatlicisi da var, hepsi bati mallarindan etkilendi, cogu iflas etti, ettirildi.
    Konu mxm tarafından (11 Ağustos 2018 Saat 12:17 ) değiştirilmiştir.

  31. 3 kişi mxm üyemize teşekkür etti:

  32. #138
    Tecrübeli Üye turboman - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19 Haziran 2015
    Mesajlar
    118
    Ettiği Teşekkür
    601
    40 mesaja 178 teşekkür aldı
    Ne bekliyordunuz tek adamlık system de olacağı buydu şimdi oturmuşlar hükümet masal anlatıyorlar
    Konu turboman tarafından (11 Ağustos 2018 Saat 20:08 ) değiştirilmiştir.

  33. 2 kişi turboman üyemize teşekkür etti:

  34. #139
    Tecrübeli Üye
    Üyelik tarihi
    15 Kasım 2015
    Mesajlar
    3,428
    Ettiği Teşekkür
    1,671
    1,628 mesaja 3,337 teşekkür aldı
    Alıntı turboman Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Ne bekliyordunuz tek adamlık system de olacağı buydu şimdi oturmuşlar masal anlatıyorlar
    Kardesim;
    Global olarak dusunursek,21.yuzyilin karunu trump suan cildirmis durumda..
    Ne yapti??
    Nicin yapiyor??
    Trump mali kurallari kendi kafasina gore sert bir sekilde dunyadaki ulkeleri de icine alacak sekilde kendi mantigiyla hareket ediyor.. kapitalist sistem icerisinde maliyet artisi vererek yikmak istedigi ulkeler var,turkiye gibi..
    Ulkemizin son 16 yil icinde guclenip dolar ve abd ye kafa tutmasi,rusyayla isbirligi abd yi cildirtis olmaliki engellemek istiyor, burada karsisinda rakip istemiyor,daha evvelki hukumetler imf ye gidip para bastirir her dediklerini ellerini onune koyup herseyi kabullenip meeelerken boyle sorunlar yoktu..yani tek adam sistematigi cürümüs oluyor!!
    1milyon kareden 576bin metrekareye bizi sikistiranlar,576bin metrekareden 50bin metrekareye sikistirmaya and icmisler,yani her dediklerini yapsanizda yapmasanizda bunun bir emperyalist karekteri oldugunu bilmemiz gerek..bizler ekonomi alanda sadece sanal olarak buyudugumuzu ve refah icinde paramiz olmadi halde harcamalarda bulundugumuzu yeni anladik..yukardaki yazilarimda bunyeye nsl sizip refah icinde yasadiginiz hissini verir ve sizi nasil yutar yazmistim..ureterek ihracat yapip cari acigi kapatabiliriz,cebinizde olmayan paraniz ve hayal senetler , banknotlar sizi ileride ya iflasa yada ipe goturur..
    Konu webci tarafından (11 Ağustos 2018 Saat 20:33 ) değiştirilmiştir.

  35. #140
    Tecrübeli Üye OrLoW - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    14 Nisan 2017
    Mesajlar
    504
    Ettiği Teşekkür
    321
    231 mesaja 507 teşekkür aldı
    Daha düne kadar seçim öncesi bir konu başlığında birkaç arkadaşı topa tutuyorlardı

    Şimdi bakıyorumda bu konuda o arkadaşlarda dahil olmak üzere farklı bir hava esmeye başlamış

    Döviz bu inerde çıkarda haaa bu sefer fazla çıktı birazcık sorun olmaz yahu nasıl olsa ne olcagını biliyoruz

    Koca bir sultan var artık elbet ondan daha iyi bilecek değilizya ( ne dedi altınları dövizleri bozdurun diyor )

    O derde onu seçenler hareket etmezmi eder tabiki canım Yakında düzelir altınları dövizleri bozdurunca millet ..

    Bu şekilde yerli ve milli duruşunuzu güçlendirin dedi

  36. 9 kişi OrLoW üyemize teşekkür etti:

Konu Bilgileri

Bu Konuya Gözatan Kullanıcılar

Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  
Yukari Çik