Notice: This is an old thread. It was started 2107 days ago, there may be recent replies. Consider making a new thread before posting.
Hiçbirsey olmaz Dünyanin Thorium ve Bor Madenlerinin 70% bizim topraklarda yani gelecek elimizde
| Sponsor Reklam |
Turistmi ben sahsen kendi vatanimda izin yapmaktan bi yerlere gezeyim göreyim demekten korkar olmusum her yer KAZIKCI s,,refsizlerin elinde 20 kurusluk suyu 5 tl ye satiyorlar mükemmel dogal güzelliklerin oldugu yerlerdeki isletmelerde coluk cocuk isini bilmiyen insanlar calisiyor saygi yok hosgörü yok bu sene bizzat ege akdeniz turu yaptim her yer bakimsiz cöplük icinde yazik cennet gibi vatanima yazik ben Türk olarak vatanimin bu hallerini görmeye yazmaya UTANIYORUM .mxm Nickli Üyeden Alıntı
Yazik yabanci turiste aciyorum kimbilir onlari nasil kazikliyorlar ee onlarda aptal degil bi daha gelirmi bu ülkeye giderler yunanda ispanyada vss yerlerde izin yaparlar yapiyorlarda zaten.
O tür sorunlar var tabii ki ama turistlerin azalmasinda bunun hic bir etkisi yok cünkü bu genelde hep böyleydi. Turistler genel olarak Türklerin sicak davranislarinden memnunlar, bizzat tanidiklarimin hepsi bunu söylüyor.Son yillarda ise Türkiye´ye gelmekten siyasi sebeplerden korkar oldular. Hic bir tehlikesi olmadigini sen bir Türk olarak istedigin kadar anlat bunun bir yarari olmuyor.
Ancak bu sene Avrupa´dan gelen turist sayisinin arttigi gözlemleniyor, yani insallah her sey normale dönüyor, en azindan bu ekonomiye yarar getirecektir. Euro nun yükselmesinin de bunda tabii ki cok büyük etkisi var. Yunanistan´a gidenlerin cogu fiatlardan sikayetci mesela. Ispanya ise rekor kirdi, simarmislar turistlerin coklugundan sikayet ediyorlar. Edin edin, hic kimse gelmeyince görürsünüz anyayi konyayi.
Türkiyede denetim.yok dedigin gibi her yer cöp cöp kovasi.ariyorum ama elimdeki.cöpü atamiyorum. Cöp kovasi var adam cöp kovasi. Yerine yere atmis .trafik desen daha kötü. Denetim yok. Denetim olsa biraz düzen girer. Türkiyenin.sorunu cöp aritma tesisleri yok galiba. Bu tesisleri.acilen kurup.denetimleri.artirip.cöp Atari 500 tl ceza yaz Atarmi.bir daha. Trafik de kurala uymayana.yaz 1000 tl biraz bari düzelir.
hic kimsenin.umurunda degil. Egitim sart buda aileden basliyor. Zarten okulllarda egitim desen yok . Milletin umurunda.degil Dollar firlamis.gitmis. 1 Hafta oldu tr den geleli her yer dolu alisveris bogaz derdinde. Bir yerdeywmek yesen. 5.8 Euro arasinda. Nerden geliyor bu para diye düsünüyorum
Gesendet von meinem SM-N910F mit Tapatalk
Konu mustafa200222 tarafından (08 Ağustos 2018 Saat 16:17 ) değiştirilmiştir.
Ne kadar
Serseri
Dalavereci
Ahlaksiz
Cahil
Dolandirici
Piskopat
Seri katil
Varsa ulkemizde toplanmis..adeta acikhava timharhanesine dönmüs..
Civisi cikmis..bu insanlar kolay kolay islah olmaz..tek cozum kokten temizlik..
Ulkeyi bastan sona egitimden gecirip,suclulara affi kaldiracaksin..
Bir omur akillari baslarina gelip zaten millete külfiyat olan bu takimi cürüdeceksin oralarda..
Bu milleti kim bu hale getirdi..
Ab bu sorumsuzlari alip ne yapsin..
Muslumanlik fasafiso,ise yaramaz bu sefiller bizi kendilerine benzetir korkusu var..
Isleri gucleri
Samata
Eglence
Köseyi donme
Almanci kaziklama..
Mis mis oturup belesten bekleme..
Cogu artik gelecek gormedigi icin umudunu kesmis,ya soytarilikta yada sakrabanliga baglamis..
Unluler de basta olmak uzre sanatci takimida cahil kalmis,iki kelimeyi birlestiremeyen sanatci zümresi türemis..
Euronun yukselisi devam eder ve para bulunamayip kaynak zayiflayip ulke krize girerse,zaten azmis bu takim tam cigirindan cikar..
Toplum olarak patlamaya müsaitiz..
Bir tarafta kahraman ayaklari diger tarafta din sömürgeciligi,
Gerceklerin boyle olmadigini cok yakinda goruruz..
Bazi islerin yolunda gitmedigi bize anlatilandan daha farkli bir dunyada yasadigimizi gosteriyor..
Konu webci tarafından (08 Ağustos 2018 Saat 18:49 ) değiştirilmiştir.
Her yerin çör cöp olmasının önüne geçmek çok kolay, ama devletimiz şunu uygulamıyor:
- Pet şişelere depozito. Bak ozaman gelişi güzel bulduğu boş arsaya pet şise atan varmı. Atsada, başkası toplar.
- Naylon poşetler paralı olacak.
- Belediyeler akşama kadar sırf ana yolları temizleyeceğine, ara yollarıda hafta bir süpürecek.
- Belediyeler herkese çöp bidonu verecek. Köse başı cöp bidonu olmayacak.
- Boş arsa sahipleri yılda bir kere arsalarını temizleyecek. Temizlemeyen arsa sahiplerinin arsalarını belediye temizleyecek ve temizlik faturası olarak sunacak.
Uymayan esnafa 5000 TL az olmayacak para cezası.
Ülkede çör çöp kalmaz. Ama nerde, bizim belediyelerin iş gücü siyaset yapmak.
Dayım 15 yıla kadar uşak temizlik müdürüydü Uşak'ın. İki güne bir işcilerine akşamları serinlikte mahalleleri sivri sineğe karşı ilaçlatırdı. Pickupın arkasında bir duman çıkaran makina vardı. Sokakta bir kere geçtimi, sis gibi oluyordu. Ama sivrisinek kalmıyordu. Şimdi öyle bir hizmet yok.
Mustafa nerden gelecek. Kredi kartından geliyor. Millet Türkiyede borç ile yaşamaya alışmış. Kredi kartı gerçektende cazip Türkiyede. Borca gir, ama ödeme. Önümüzdeki seçimde siyasetcinin biri çıkar ve faizi sileceğiz der. Aklım almıyor Türkiye'dekin hukuk sistemini. Nasıl oluyorda başkasının yasal olarak alma hakkı olduğu faizi siliyor?
Bundan bir yıl önce arabada hep Kral FM dinlerdim. Elektrik dağıtım şirketinin birisi reklam ediyordu. Faizisi silelim ve faturanı yatırırsan yüzde 40a varan indirim diye. Mantığa bak. Ben ozaman param olsa bile niye yatırayımki, beklerim, parayı kullanırım ve kàr ederim.
Bu arada piyasalarda IMF'den herhalde para isteyeceğimiz konuşuluyorki, IMF'ye sorulmuş Türkiye pata talep ettimi diye. Şuanda olmadı demişler.
Ama eminim, her devlete artık kafa tutmaya devam edersek mecbur isteyeceğiz. Paralı olan tüm devletlerle kavgalıyız. Haklı olduğun bir kavgadan haklı olarak çıkamayacaksan girmeyeceksin o kavgaya. Yoksa paraları ile bizi boğarlar.
Önce şu mahkemeleri bir düzene sokacaksın. Elini kolunu sallayan istediği gibi müdahele ediyor. Mahkemeler kaos. Duruşmalar sanki Türk filmi.
İnsanları eğitmeye gelince. O imkansız. Çünkü bizde siyasette oy kapmanın en kolay yolu af etmek. Trafik cezası af, vergi cezası af. Almamyada o kadar seçim oluyor, hiç bir parti şunu bunu af edeceğiz demiyor.
Ama ülkece artık uyanıyoruz. Siyasi diklenmenin her ne kadar seçmenin kulağına hoşta gelse, bu yanlış yol olduğu anlaşıldı. Diklenmeyi artık ekranlarda değil, devlet arası ticari pazarlıklarda yapmamız gerek.
Konu Birbey 3.0 tarafından (08 Ağustos 2018 Saat 20:04 ) değiştirilmiştir.
herşeyi devletten beklememek gerek sonuçta bunları yapan vatandaş
önce adam gibi vatandaş olunacak sonra devletten beklenecek
depozito olabilir ama onunda suyunu çıkarırlar valla sahte etiket basarlar otomatları soyarlar
poşetlerı yakında paralı yaptılar zaten .. bizde vatandaş alışveriş yapınca poşeti kendince bir hak görüyor .. bakalım ne kadar sürecek
herkes kendi kapısının önünü temiz tutsa belediyenin temizliğine ihtiyaç bile olmayacak ama vatandaşın kendisi pislik yapan
eline geçeni balkondan sokağa atan ve çöpünü kapışının önüne yığan
Almanya daki 40-60litre çöp kutusu koysalar daha ilk akşamdan dolar
yazın gidin bakın konteynerlere karpuz kavun kabuğundan geçilmiyor
sinekler için bir cennet ...
sinek ilaçlama bir çok belde de kansere yol açma tehlikesi yüzünden kaldırildı
pek sağlıklı bir uygulama değildi zaten
Ben devletden beklerim. Devletin işi siyaset yapmak değil vatandaşa hizmet etmek. Ha bu hizmet içinde vergisini tabiki alacak.
Karpuz kabukları bir akşamda konteyneri dolduruyor. Ama niye dolduruyor? Sen tüm sokağa bir konteyner korsan tabiki dolar. Adam bir bakıyorum, çöp bidonu 200 metre ilerde. Sıcakta mecburmu gitmeye? Değil. Koy kapısının önüne herkese bidonu ve ücretini al.
Herşeyi devletden beklemek lazım demode bir söz. Evet, herşeyi devletden bekleyeceksin. Devlet alt yapıyı sunacak, ozaman gerisini halktan bekleme hakkın var.
Çoğunuz bilmez, babam anlatır, Edirne Keşanda Almanya usülü cöp bidonları 30 yıl önce konuldu. İki sene önce Keşan'dan geçtim. Maalesef geceydi. Yanımda bebekte var. Söyle bir baktım, her yer Nike Store falan. Sessizce ilerliyorum, hanım dedi, burası ne böyle, düzenli falan.
Demekki oluyormuş. Ama önce belediye imkanı sunacak. Sonra halk uygulacak. Uygulamazsa ceza.
Meseleäa aynı soru posta kutusu ilede var. En lüks binalarda bile posta kutusu yok. PTT resti çekecek. Posta kutusu olmayan PTTye gelip mektubunu alacak. Bak nahkemeden kağıdı eline gelmesin nasıl posta kutusu çakıyorlar.
Bizde daha adres sistemi yok devletin. Türkiye'de navinize bir adres verin. Resmen şans işi. Her sene sokak ismi değişir, ev numarası değişir.
teminatla derken geçiş garantisnden bahsediyorsun ama biraz mantıgı çalıştırmak lazım devlet yapsa milyar dolar
kaynak ayırması lazım yok o verilecek parada havadan gelmiyor cebizimden çıkıyor ama yap işlet devret mantıgı 15 sene sonra bzim olacak köprüler ne kadar geçiş olursa cebimizden ve geçmeyenlerden daha az para çıkar en niyahayetinde 15 sene sonra mal bizim bedava
Dolar niye yükseliyor? Az olan şeylerin fiyatı yükselir. Mesela bahar aylarında kiraz azdır, fiyatı 50TL dir. Mevsim yaz olup kiraz çoğalınca 5 TL ye kadar düşer.
Peki doları düşürmek için ne yapmak lazım? Ülkeye dolar sokmak lazım. Dolar ne kadar çok olursa değeride o kadar düşer.
Dolar ülkeye nasıl girer? İhracat ve turizm ile girer. Peki bu ikisi bizde nasıl? Çok kötü. Yapıp sattığımız malımız yok. Diğer yıllara nazaran çok daha fazla turist çektiğimizde söylenemez.
Doların artması dış borcumuz dolara endeksli olduğu için borcumuzuda artırıyor. Hazinedeki para yetmiyor. Para basmamızda mantık dışı.
Ohalde ilerde bizi ne bekliyor?
Yüksek yüksek ve daha yüksek vergiler.
Peki bunun suçlusu kim? Tabiki devleti yönetenler.
Devleti yönetenler son seçimde yüzde kaç oy aldı?
%50 nin üstünde.
Yarın seçim olsa sizce kaç alır? Bence yine %50 yi geçer.
Başka sorusu olan.
Buna benzer konuyu seçim zamanı da işlemiş idik ve o zamanda anlatamadık,o zaman başka düşüncede yazan arkadaşlar burda serzeniş de bulunuyor
Müsrüf çok devlette birde. 2001 krizinden sonra çok iyi tasarruf ettik. Herkes istediği gibi resmi aracı özel işleri için kullanamıyordu.
Aradan 17 yıl geçti. Denetleyen varmı?
Almanya'daki kurumlarda Fahrtenbuch var. İlk kilometreden tut son kilometreye kadar kim ve ne için kullandı kayıtlı. Ben o araba binince kilometreye bakıyorum. Nereye gideceğimide yazıyor. Geri döndüğümde arabayı teslim ederken bakılıyor kaç km yapmışım. Yolun uzunluğuna göre bir tolerans var. Stau olur, kaza olur, yol değiştirilir falan. Toleransı geçersen beyan gerekiyor niye fazla oldu diye. İsterse devlet gerçekten Stau varmıydı diye bakabiliyor sonra.
Bizde nerde. Bizde belediyede, amirim ben hafta sonu odun götürcem pikupı alabilirmiyim. Tamam al oğlum ama mazotunu kat. O araba eskiyor mu soran yok.
Dolar tabiki kıt olacak. Yabancı sermaye, yani büyük şirketler kaçıyor. Birde halk salak değil. Bir yılda TL yüzde 50 zarar ettiğini görüyor. Eski usül daha adam aylığına çeker çekmez döviz bürosuna gidiyor parayı Euro ve Dolar'a çeviriyor, çünkü ay sonuna kadar yüzde 5 yine zarar edecek. Haberlerde falan bu çıkmıyor. Çıksa haber müdürün başı derde girecek.
Konu Birbey 3.0 tarafından (09 Ağustos 2018 Saat 00:04 ) değiştirilmiştir.
Birde Türkiye'deki kurumlarin müdürleri ciftlikde gibi yasiyor. Adam istedigi zaman gidip geliyor. Kimse bakanlikta, kardesim sen nereye gittin diyen yok. Almanya'da bir kurumun müdürünü birakin, genel Müdürü bile hergün kart basiyor. Adam keyfi olarak bir yere gidemiyor.
Bizim bir tanidik var, adam bir kurumda halkla iliskiler müdürydü. Secim zamani partiler kurumlari ziyaret ediyor. Almanya'da hic gördünüz mü secim zamani bir parti yetkilisi bir kurumu ziyaret ettigini? Genel Müdürü "Nein, so etwas machen wir nicht" diyor konu kapaniyor. Bizde tanidik müdür bakalim x veya baska bir partinin ziyareti reddetsin bakin ne oluyor. Ilk firsatda kovuluyorsun.
Demek istedigim, ekonomin iyi olmasi icin, önce bir insana saygi olacak. Buda tüm partilerimizde yok. Haziran 2015'de secimlere Türkiye'de dek geldim. Sinir oldum hergün. Her parti bir otobüs kiralamis ve sokak sokak haparlatörden müzik cala cala geziyor. Hic hasta varmi, isten gelen varmi, uyuyan cocuk varmi, diye halki düsünen yok. Ama lafta güya halkin iyiligi icin ugrasiyorlar. Ayni yil Afyon'dan geliyorum Usak'a. Giriste devlet hastanesi var. Bir lider gelecek diye devlet hastanesinin duvarina yukardan asaga tüm duvari kaplayacak sekilde bezden bir poster sallaniyor. Ya su insanlara yapilan saygisizliga bir bakin. Icerde hasta yatiyor. Gündüz vakti adamin isigini ne haklan geriyorsun? Gelecekse insan gibi gelir gecer mitingini yapar gider. Sanki sen oraya onu asinca ve otobüsden aksama kadar bagirinca benim fikrim degisecek. O otobüslerin yakti mazotdan haberiniz varmi? Müsrüf. Birde o lider gelecek diye, gece yarisi yol calismasi var. Yollara zivt atiliyor, boyaniyor. Millet uykusuz kalmis kimsenin umrunda degil.
Her yerimiz rezillik. Birde birsey dedinmi, beyenmiyorsun terk et. Niye ben terk ediyormusun? Daha cok insan saygisizlik veya müsrüf olsun diye mi?
Birakin egitimi, egitimli olanlar daha da kötü. Siyasetcilerin cogu egitimlide ne oluyor. Anlatdigim gibi, halka saygi yok. Gecen yil balkonda oturuyorum. Karsida insaat var. Kamyonlar gelip gidiyor. Arkalarinda beton karma makinasi var. Yarim saat kara duman ile kamyon sokakta calisti. Sonra tepem atti bunlara söylendim kapatdilar. Bu kadar öküzler. Sonra babam beni iceri aldi. Oglum dedi, bunlarin arkasi cok gücül, ugrasma.
Baska gün kayinvaldem ugradik dönüste eve gidecegim. Arabaya bindik. Ara sokaktan gececegim. Insaatcilarin hepsi yollara demirlerini, cihazlarini koymuslar, gececek yer yok. Devletin yolunu bir adam neye güverenrek istedigi gibi kapatabiliyor? Ne olacak, mütaahiterin hepsi belediye baskanlari ile yemekte. Kim bilir ne isler dönüyor. Burada Almanya'da olmuyor mu? Oluyordur mutlaka. Ama bizde azitiyorlar artik.
Misafirlige gidiyorsun, 2 km yol sana 4 km oluyor. Döndügün yolda yol insaatcilar tarafindan kaplanmis. Burda Almanya'da kaplayin bakakim ne oluyor. Daha adam burda insaat yaptirmadan sizden Baustellengutachten istiyor. Birak yolu, sana kaldirima bile birsey koydurmuyor.
Su resme bakin. Okadar ilginc seyler varki sakli olarak. Insaatcilarinki söyledim zaten. Kaldirim namina birsey yok. Sol tarafda resimde bir elektrik diregi gözüküyor. Kaldirimin ortasina cakmislar. Yollara tas dösenmis. Döserken o elektrik hatlarini, telefon hatlarini, yollarin altina alsan ya? Birde karsidaki balkona bakin. Tam kamyonun gectigi yerde. Balkon'un yagmur suyu giderini evi yapan öküz tam vatandaslarin üstüne akitiyor. Sanki oluka baglasa olmaz. Yada cöp bidonuna bakin. Agzi acik. Burdada var böyle tip cöp bidonlari. Kendi kapagi kapaniyor. Bizdekinde kapanmiyor. Eliylende kapaten yok.
Yada saglik ocagin yaninda gececegim. Saglik ocagini önü iki gidis iki gelis. Ortada bir cukur var, en az bir metre ve derin. Yoldan gecen arabalar son anda full fren yapiyor veya serit degistiriyor. Bu cukurda saglik ocagin önünde. Bunu ordaki doktorlar görmüyormu? Görüyor. Ama belediye sikayet etse, adam belki isinden olacak veya baska yere sürülecek. Kendi kendime düsündüm, bu cukur kisin oldu. Aylarda Temmuz. Aylar gecmis, hic mi bir belediye müdürü, trafik müdür burdan gecmedi? Belki kac kere. Ama herkes sikayet etmekten korkuyor. Eve geldim, Usak Fen isleri müdürünün epostasini buldum, eposta yazdim. Hemde sert yazdim. Dedim ben sahitim, bu epostayi sakliyorum, bir vatandasin basina o saglik ocagin önünde birsey gelsin, geregini yaparim. Saglik ocagi, yaslisi var, coluk cocugu var. Ertesi gün sabah etekleri tutusmus olacaklari sabahin köründe yolu sivamislar. Alt tarafi 3 - 5 kürek zivt atip gececeksin. Aylarca ne niye beklenir? Bu Fen isleri müdürü yollardan sorumlu? Dairesinde klimanin altinda göbegini kasiyacagina binsin arabaya sokakda nerde eksik var baksin.
Yani arkadaslar, deve misali. Neremiz dogruki, ekonomiz dogru olsun. Egitimliside öyle, eyitimsizide, siyasetciside. Dedinmi birsey, sen kötü insan oluyorsun.
Konu Birbey 3.0 tarafından (09 Ağustos 2018 Saat 01:02 ) değiştirilmiştir.
iyide birader bu hükümet köt gitsin kim gelsin bisiklete binen maaaremmi ? kocasına herkesin önünde çemkiren meral aplamı ? anlatamadık diye kendini haklı göstermeden önce bişey söyleren yada yazarken biraz düşünmek lazım chp nin a takımı garson tasrada avukat mareem bile lise öğretmeni fizikci iyi parti desen ordan burdan küskünleri atıanları yüzverilmeyenleri toplamış parti digerlerini saymyorum bile kmik olmayın hele kendiniz akıllı digerlerini cahil hç görmeyin
Senol kardes elimizde daha iyisi yok. Bunu herkes biliyor. Ama bu cözüm degil. Daha iyisi yok diyede elestirmemek gerekmiyor.
Ayrica burda forumda partili siyaset konsumak yasak. Biz daha cok genel konusuyoruz. Dikkat etdiysen devlet diye yaziyoruz, o parti veya bu parti degil. Burda konu devletin genel olarak yanlisliklari.
Düzeltsen iyi olur.
Konu Birbey 3.0 tarafından (09 Ağustos 2018 Saat 01:18 ) değiştirilmiştir.
bu memlektte su götürür 2 konu konu vardır biri ne olacak bu memleketin hali öbürü ne olacak bu trabzonspor un veya fenerin hali, o yüzden salla gitsin..
Konunun tarihsel ve derindel analizi ise kisaca;
Neo-liberalizm eski tip emperyalist sömürü düzenlerine (Moğol, İspanyol, Fransız, İngiliz ve Batı) göre esnek; başka bir ifadeyle duruma göre muamele yapıyor. Eğer söz konusu olan Fransa gibi gelişmiş bir ülkeyse; o ülke vatandaşlarının yalnızca emekleri sömürülüyor ve devlet bütçesi iş insanlarına teşvik adı altında yağmalanıyor. Geri kalmış bir ülkeyseniz üstteki sömürüye ek olarak gerektiğinde işgale de uğrayabiliyorsunuz. Tıpkı ABD’nin Irak ve Afganistan’ı ya da Rusya’nın Kırım ve Güney Osetya’yı işgali etmesi gibi. Gazete manşetlerinde ise okuduğumuz sahte bahanelerse ya demokrasi getirmek ya da ulusal güvenliği sağlamak..
Türkiye bu iki ucun neresinde? Türkiye, kendi ekonomik grubundaki diğer ülkeler gibi ara grupta yer alıyor. Bu da şu anlama geliyor: Tıpkı gelişmiş ülke halkları gibi emek sömürüsüne sonuna kadar maruz kalıyorsunuz (iş cinayetleri, uzayan mesai saatleri, iş yerinde kötü muamele) ve devlet bütçeniz yağmalanıyor (yabancı yatırımcıya tanınan teşvikler, Hazine garantili özel sektör yatırımları). Diğer taraftan zayıf ülkelerdeki işgal senaryolarından muafsınız. Ülkenizde askeri darbe (Türkiye), finansal yaptırımlar (Rusya) ya da ticari ambargolar (İran) yaşanabiliyor; fakat asla işgal söz konusu olmuyor. Bu da mevcut durumda neo-liberalizmin sizden istediğini zaten almasından ve işgalin çok maliyetli bazen de imkânsız olmasından kaynaklanıyor...
İşgal edilemeyecek güçteki ülkelere finansal serbestleşme adı altında sıcak para sızar. Seçim kaygısı yaşayan iktidarlar; kalkınmacı ve yandaş beslemeyen uzun vadeli yatırımlar yerine, sıcak para ile büyüme yolunu tercih ederler. Diğer taraftan gelir grubu yüksek olmayan vatandaşsa genç-yaşlı, kadın-erkek fark etmeden televizyon ve internette gördükleri vasıtasıyla tüketim toplumunun esiri haline gelir. Ülkenin yaşayacağı dış borca dayalı büyümenin ve krediye bağlı tüketimin temelleri atılır...
1930’ların dünyasında kapitalizm muhtemelen komünizm korkusuyla vahşetini biraz daha maskelemiş; ödenemeyen borçlara karşılık işgal ve el koyma yerine siyasi tavizler talep etmekteydi. Atatürk’ün dış borçlanmaya dayanan bir sistem yerine; Osmanlı’dan miras kalan borçları ödemeyi ihmal etmeyen iktisadi tercihinin arkasında “borç alan, emir alır” gerçeği bulunmaktadır. Peki içinde yaşadığımız 1980 sonrası dünya düzeninde ödenemeyen borçlara karşılık ne yapılıyor?
Bunun cevabı borcu verenin kim olduğunda saklı. Türkiye’nin borcu dış devletlere değil; yurt dışı bireysel ve kurumsal yatırımcılara. Dünya Bankası ve Avrupa Yatırım Bankası gibi göreli bağımsız vaziyetteki devletler üstü kuruluşlara olan borç miktarı rahatlıkla ihmal edilebilir düzeyde. Türkiye’nin başka bir devletten aldığı siyasi bir kredisi yok; hatta IMF’den bile yok. Türkiye’nin dış borcunun neredeyse tamamı yabancı yatırımcılar tarafından finanse ediliyor. Buna yatırım fonları, emeklilik fonları, bankalar, hedge fonlar, büyük servete sahip bireyler dahil. Bu kişi ve kurumlar büyük ölçüde Batılı veya Körfez ülkelerinde olduğu gibi fonları Batılılarca yönetilmekte. Özetle borcumuz Batı’daki veya Batı etkisi altındaki finansal kurumlara...
Peki bu yatırımcılar bizden ne talep ediyorlar? Sermayenin dini ve milliyeti yok ama ideolojisi var. Sermaye, kendi çıkarları doğrultusunda özel mülkiyetin korunmasından ve serbest piyasadan yana. Bu iki faktör kısaca şu demek: Paramı istediğim zaman istediğim yere yatırır, istediğim zaman da kârımı alır çıkarım; bu süre zarfında da kimsenin elini sermayeme dokundurtmam! Bu nedenle yurt içindeki hukuk sistemi, Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası Tahkim, sermaye piyasası kanunlarının kısıtlayıcı olmaması ve hükumetlerin piyasa dostu olması ön koşuldur.
Ya demokrasi? Eğer söz konusu olan ülke İsveç gibi vatandaşın hakkını aradığı siyasetçilerden rahatlıkla hesap sorabildiği bir ülkeyse demokrasi bir sorun. Çünkü halkı ön planda tutan bir idarenin eş zamanlı piyasa dostu olması mümkün değil; en fazla piyasa düşmanı olmazlar. Söz konusu olan Türkiye gibi bir ülkeyse; sermayenin kriteri, diktayı oluşturan kişi ve grubun mülkiyete saygısı ve piyasaya olan itaatidir. Örneğin Mısır’ı 29 yıl sıkıyönetim kanunu ile idare eden Hüsnü Mübarek ve yakın zamanda askeri darbe yaparak iktidara gelen Abdülfettah El-Sisi kurdukları dikta rejimine rağmen Batı sermayesinin göz bebeği olabildiler.
Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı finansal yaptırımlar ülkenin ani duruş benzeri büyük bir darbe yemesine neden olmuştu. Çünkü Batı’nın Rusya’ya karşı en büyük gücü askeri değil; finansal sermayesi ve kapitalizmin kurallarını koyabilmesiydi...
Peki ya ABD’ye karşı elimizde ne var? İncirlik ve benzeri ABD/ NATO üsleri ile Rusya/ Çin eksenine yakınlaşma. Kısacası ABD’nin bizi ani duruşa itmemesi için elimizdeki tek koz dünya politik ekseni Asya’ya kaydıkça zayıflayan ancak hâlâ önem arz eden jeopolitik gücümüz.-----
_____
neo-liberalizm böyledir; bizler olayların devletler arasında gerçekleştiğini sansak da perde arkasından süreci yönetir ve cebinizi boşaltmak pahasına servetine servet katarak bir sonraki avına doğru yönelir. Finansal serbestleşme ile içeri sızar, tüm bünyeyi sarabilmek için ilk günlerdeki düşük faiz/kur ikilisiyle hayali refaha neden olur ve nihayetinde tüm ülkeyi kendisine teslim edecek halde çökertecek bir Erdoğan’ı mutlaka bulur. Bizler de tüm yaşananların ABD ile Türkiye arasında olduğuna inanır; cebimizden uçup giden paralar ile milliyetçiliğimiz arasındaki ikilemlerde kayboluruz.Unutmayalım ki hükumetler devleti iyi yönettikleri, devletler ise kayıtsız şartsız vatandaşına hizmet ettikleri müddetçe savunulabilir...
Bizler bu gerceklerden cok cok uzagiz ve sanal dunyada korlesmisiz!!
Goruldugu uzre bati ve onun carklarini donduren kapitalizmden ayrilip doguya asyaya kaymak pek o kadar kolay degil..
Idami getirmek pek o kadar kolay degil!!
Bunun arkadinda neo liberalizm ve bizlere anlatilmayan gercekler sakli...
Daglarda verdigimiz sehitlerimiz ve vatan savunmasina harcadigimiz maliyet dunyalari bulmusken,bizler hala kahramanlik ayaklarina yatip muttekiklikten bahsediyoruz. ..sömürücülügün ve sömürmüslükte nerelere gelmisiz gozumuzu acip bir bakalim gercekleri gorelim..elbette bunlar sadece turkiye ye mahsuz degil ama bizler en cok zarar gorenleriz..
Toplumu ilahinin degil paranin kölesi yapmak bu olsa gerek...!
Burada bir iki kelimede cemaatlere talebin neden arttigini,milletin refahimi oldu cefasimi oldu!!?:
İslami hareketlerin ‘adil düzen’, ‘refah’, ‘reel ekonomi’, ‘kendi kendine yeten bir ülke’ gibi söylemleri(erbakan) popülist söylemler gibi görünmekle birlikte halk için son umut kapısıydi.tepeden inme şekillendirmesinden ziyade biraz sistemin insanlara hareket alanı bırakmaması sonucu cemaatlere yönelmis olabilirler.. 1980 den sonra yaşananlar da bir anlamda bir tepeden inme ideoloji değişimidir. Çalışma şeklinden, ekonomik ilişkilere, tüketim alışkanlıklarından, dinsel ve ideolojik tercihlere kadar bir dizi parametre köklü değişikliklere uğramıştır. Artık üst yapının zorla şekillendirdiği ve değiştirdiği yepyeni bir altyapı söz konusuydu.
Konu webci tarafından (09 Ağustos 2018 Saat 07:26 ) değiştirilmiştir.
birader hepsi aynı diğer yazdoğum da okumuş olsa idin anlardın Ne demek istediğimi,orda da tek vatanımız var başka yok diye belirtmiş idim senede 4 yada 5 kere Türkiye'de bulunan Biri olarak piyasayı da anlatmış idim, Seçim zamanı da tek adamlık olmasın ki kimse istediği ati koşturmasin,simdi ki hükümet yol yaptı köprü yaptı ama iş sahası Ne inşaat mı bak bir sürü şantiye duruyor iş makineleri çalışmıyor. Şeker fabrikaları neden satılır fındıkcilar Ne durumda tek adamlık olmasa idi karşı çıkan çok olur du, Bak tren kazası arastirilsin deniyor milletvekili fazla olduğundan ret neden ret baş cezayı yapan şirkete ödesin tazminati ama hayır ihaleleri alıncaya kadar kaçi cebi doldurdu Şu an yine Türkiye miz deyim,inan bana 3 su 2 chips si bile kredi kartı ile oduyorlar
Cumhurbaşkanligi sistemi ile 10 senede Japonyayi geçecegiz Allahin izniyle
Kimsenin kimseyi kücümsedigi yok. Eger Türkiye ülkeyi normal bir sekilde yönetecek tek bir insan cikaramiyorsa zaten umut kalmamis demektir. Ben sahsen tüm umutlarimi bu yüzden kaybettim ama kalbimiz Türkiye´de , bedenimiz Almanya´da kalmis, kopamiyoruz yoksa ben sahsen bu konularda tek bir fikir bile yürütmek istemiyorum, durum zaten cok acik ortada.
Muhalefet , görüldü ki iktidarla el ele calisiyor, buna en ufak bir süphem yok. Neden böyle aklim da almiyor o ayri.
birader hepsi aynı diğer yazdoğum da okumuş olsa idin anlardın Ne demek istediğimi,orda da tek vatanımız var başka yok diye belirtmiş idim senede 4 yada 5 kere Türkiye'de bulunan Biri olarak piyasayı da anlatmış idim, Seçim zamanı da tek adamlık olmasın ki kimse istediği ati koşturmasin,simdi ki hükümet yol yaptı köprü yaptı ama iş sahası Ne inşaat mı bak bir sürü şantiye duruyor iş makineleri çalışmıyor. Şeker fabrikaları neden satılır fındıkcilar Ne durumda tek adamlık olmasa idi karşı çıkan çok olur du, Bak tren kazası arastirilsin deniyor milletvekili fazla olduğundan ret neden ret baş cezayı yapan şirkete ödesin tazminati ama hayır ihaleleri alıncaya kadar kaçi cebi doldurdu Şu an yine Türkiye miz deyim,inan bana 3 su 2 chips si bile kredi kartı ile oduyorlar
hale şeker fabrikaları diyorsunuz ya devletin 85 fabrikası var yılda ürettigi 1,5 milyon ton özel sektörün 8 fabrikası var yılda ürettigi 1,2 milyon ton şeker fabrikasını alıp adam ne yaopacak yurtdışınamı kaçıracak yoksa performansını arttırıp kapasiteyimi yükseltecek ? fabrika kapanmıyor özelleştiriyor aradaki farkı anladıgınızda olay bitecek... sen türkiyedensin belli onun için böyle anlamsız muhabbetlere giriyorsun fındıkcı felan iyi durumda sen rahat ol 2-3 cihp si kredi kartı ile ödeyen adam az yesin tek adam diye bişey yok seçim olur burada ağlayacagınıza çalışırsınız yenersiniz senin adamın gelir santiyeler çalışmıyor makineler yatıyor dyorsunuz çalışsa heryer beton diyorsunuz sürekli sızlanma ağlama hali şu gurbetcilerin %1 olmadınız be kardeşim
Şu anda 1 kullanıcı bu konuyu görüntülüyor. (0 kayıtlı ve 1 misafir)
Yetkileriniz
