Arkadaslar bütün bu sorunlarin sebebi cehalet, yani iyi egitilmemis olmak.
Bizler egitilmemis insanlardan iyi insan olmalarini bekliyoruz!? (icerde ve disarda)
Akilli, zeki insanlar devamli arastirirlar, okurlar bir seyin neden böyle oldugunu,
problemleri nasil cözeceklerini ögrenmeye calisirlar! Türkiye'de nüfus'un kitap okuma orani maalesef %1.
Kurnaz insan ise hep isin kolayina kacar. Bunlar akilli ve zeki olmak zorunda degildirler.
Üc kagit ve dalevere ile günü yani kendilerini kurtarirlar. Bizler cogumuz herhalde bunlardaniz?
Onun icin Almanca da "getürkt", "vertürkt" gibi deyimler kullaniliyor. (üc kagitcilik, dolandiricilik)
Yurt disina geldik para kazandik diye biz iyi ve üstün insan olmadik.
Ayni sekilde Türkiyede birdenbire zengin olan ama hala kiro kalan cok cahil insan var!
Her seyin para oldugunu sanan bu insanlardan tabiiki iyi bir davranis bicimi de beklenemez.
Simdi biz bu egitimsiz insanlar toplulugundan nasil kendiliginden iyi insan olmalarini bekliyebiliriz?
Bir cok aile kendisi egitilmedigi veya okutulmadigi icin cocuklarinin daha iyi olmasini istemiyor,
yani onlarin okumasini da istemiyor/bunun önemini dahi bilmiyor. Egitimli ailelerin cocuklari ise
genellikle okuyorlar annelerinden babalarindan daha iyi olmaya calisiyorlar.
Umarim yeni yetisen genclerimiz daha iyi egitim alirlar ve bütün bu problemler cözülebilir.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun 1922 yılında yazdığı YABAN adlı eserinin
kahramanı bakın ne diyor:
Anadolu insanın bir ruhu vardı, nüfuz edemedin.
Bir kafası vardı, aydınlatamadın.
Üstünde yaşadığı bir toprak vardı, işleyemedin.
Onu kötülüğün ve cehaletin eline bıraktın.
O, katı toprakla kuru göğün arasında, bir yabanî ot gibi bitti.
Şimdi elinde orak, buraya hasada gelmişsin.
Ne ektin ki, ne biçeceksin?
Bu ısırganları, bu kuru dikenleri mi?
Tabii ellerine batacak. Tabii ayaklarına batacak.
İşte, her yanın şerha şerha kanıyor ve sen acıdan yüzünü buruşturuyorsun.
Öfkeden yumruklarını sıkıyorsun.
Sana ıstırap veren bu şey, senin kendi eserindir.